ويكيبيديا

    "hatalı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • خطأ
        
    • مخطئة
        
    • مخطئ
        
    • خاطئة
        
    • خاطئ
        
    • مخطئا
        
    • مخطئون
        
    • مخطيء
        
    • أخطأت
        
    • مخطئين
        
    • مخطئاً
        
    • مخطئه
        
    • الخاطئ
        
    • سوء
        
    • مخطأ
        
    hatalı bir şey yapmadığında asla bir kadına kötü davranmaz. Open Subtitles لا يسيء معاملة امرأة أبدا إلا اذا قامت بشيء خطأ
    Evet, ama bütün bunları ne kadar hatalı olduğunu göstermek için yaptım. Open Subtitles ودعوته إلى هنا؟ أجل، لكنّي قمت بكلّ هذا لأريكِ بأنّكِ مخطئة تمامًا
    Yani Google hatalı, robotlar buna benzemiyor. Robotlar buna benziyor. TED جوجل مخطئ; فالروبوتات لا تشبه تلك، إنها تشبه هذا
    Yapabileceğimiz en iyi şey, o kanıtın hatalı olduğunu kanıtlamak. Open Subtitles أفضل شيءٍ بإمكاننا فعله هُو الإثبات أنّ تلك الأدلة خاطئة.
    Kaybolan kızımızın yaşadığına inanması için, ona hatalı sebep verdim. Open Subtitles منحتها سبب خاطئ لتعتقد أن إبنتنا المفقودة علي قيد الحياة
    Gerçekten bu algoritma hatalı çıktı, çünkü içinde bir yanlış var. TED نقول عن هذه الخوارزمية أنه مشوبة لأنها تحتوي على خطأ.
    hatalı olduğunuzu keşfetmek neyin doğru olduğunu bulmanın tek yolu. TED معرفة أنك على خطأ هي الطريقة الوحيدة لمعرفة ما هو صحيح.
    Sadece hatalı olma olasılığına açık olduğunuzda öğrenebilirsiniz. TED فقط في حال تقبلك حقاً لإحتمالية كونك على خطأ حينها فقط، ستتعلّم.
    hatalı olduğunu kabul edemeyecek kadar gururlusun diye halkın ölmesin. Open Subtitles لا تدعي شعبك يموت لأنك متكبرة جدا لتعترفي أنكِ مخطئة
    Her ne kadar hatalı davranmış olsam bile sen de birazcık hatalıydın, değil mi? Open Subtitles أعتقد أنك تعلمين كيف على الرغم أنني كنت مخطئة لكنكِ أيضاً مخطئة قليلاً أليس كذلك ؟
    Bunlara ek olarak, hatalı olduğunu biliyorsun, aksi takdirde annene yalan söylemezdin. Open Subtitles إلى جانب علمكِ أنكِ مخطئة لا يجب أن تكذبى على أمك
    Ne alakası var? Bir adam hem dürüst, hem de çok hatalı olabilir. Open Subtitles ما الذى سنفعله بهذا يمكن أن يكون الرجل شريف و مخطئ تماما
    Sadece önümüzdeki 36 saat içerisinde kendime, babamın tüm hayatım boyunca hatalı olduğunu kanıtlamak istiyorum. Open Subtitles أريد أن أثبت لأبي أنه كان مخطئ حولي طوال حياتي
    Gönderilen verilerin hepsi hatalı. Orada pek çok insan çalışıyor. Open Subtitles بيانات النقل خاطئة كلياً، فعدد أكبر من الناس يعملون هناك.
    Varsayımlar ve hatalı mantık sıçramaları yapıyoruz. TED نحن نصنع افتراضات وقفزات خاطئة في المنطق.
    Bunun genel sebebi siyahilerin yüzde 70 gibi bir oranda oy verdiğini söyleyen hatalı bir anketti. TED كان هذا بسبب نتائج استطلاع خاطئ استطلع بأن أصوات السود للأطروحة كانت تعد قرابة ٧٠٪
    Ve sen, çocuklarının gözlerine bak ve onlara hatalı olduğumu söyle. Open Subtitles وأنت تنظر في عيون أطفالك .. .. وأقول إن كنت مخطئا.
    Ne kadar hatalı olduklarını görmeleri için ne kadar zaman geçecek acaba? Open Subtitles إننى أتسائل كم سيتطلب منهم لكى يعرفوا كم هم مخطئون
    sen bana erkeklerin her zaman hatalı olduğunu mu söylemeye çalışıyorsun ? Open Subtitles هل أنت تقولي لي ، أن الرجل دائما مخطيء ؟
    Mesela, Adams'ın temyizinde mahkemenin benim haklı ya da hatalı olduğumu söylediğini söyleyemezsiniz. Open Subtitles لا تستطيع أن تقول بأن قضية أدام بأن المحكمة تقول أنا صحيح أو أنا أخطأت
    hatalı internet hakkındaki gerçekten tavsiye edilmiş hikayeye sahip olabiliriz. TED ما يوحي به هذا هو أنه في الواقع قد نكون مخطئين بخصوص الانترنت.
    Ama iki kez üst üste hatalı çıkma olasılığım nedir? Open Subtitles ولكن ما هي الفرص حقاً لكوني مخطئاً لمرّة أو مرّتين؟
    Bana senin benden daha iyi anne olduğunu ispatlamaya çalışıyorsun, Lindsay'in hatalı olduğunu. Open Subtitles أنت فقط تريدين أن تثبتي أنك أم أفضل مني و أن ليندساي كانت مخطئه
    70'lerde, ulusal parklara yatırım yaptık. Bu da bizi özellikle gelişmekte olan ülkelerde gördüğümüz ve hatalı olduğunu düşündüğüm "her ne pahasına olursa olsun büyüme" fikrinden uzak tuttu. TED في سبعينيات القرن الماضي، استثمرنا في الحدائق الوطنية، مما أبقانا بعيدًا عن المنطق الخاطئ للنمو والنمو والنمو بأي ثمن الذي نرى أن الآخرين يسعون لتبنيه خصوصاً في العالم النامي.
    Sonuçta asıl sebepleri hatalı ve yanlış kullanılan cihazlar elektrik kablolarıdır. TED حسناً تبيّن أن الأسباب الرئيسية تنتج عن خطأ أو سوء إستخدام الأجهزة المنزلية وتوصيل الأسلاك.
    Birimiz hatalı, belki ikimiz de, ancak Betlehem bir senatör olmasaydı, şu anda onun bodrumunda cinayetin işlendiği zemini arıyor olurdun. Open Subtitles أحدنا مخطأ, ربما كلانا و لكن لو لم يكن باثلهام سيناتوراً لكنت تقف هناك في قبو منزله تبحث عن أرضية عملية القتل

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد