Genellikle, ağız ve burun üzerine bir yüz maskesi takılır ve hastanın hava yoluna giren basınçlı hava ile doldurulur. | TED | فعادة يتم تثبيت قناع على الأنف والفم ويملأ بالهواء المضغوط، الذي ينتقل إلى المجاري الهواية للمريض. |
Tanklardaki su sıkışmış hava ile atılabilir. | Open Subtitles | المياه التى فى الخزانات نستطيع إخراجها بالهواء المضغوط |
BT karında, hava ile dolu bir kitle tespit etti. | Open Subtitles | الأشعة المقطعية أظهرت كتلة مليئة بالهواء في بطن الدمية |
Hayır, sana kasırga diyorlar çünkü sen sıcak hava ile dolusun. | Open Subtitles | لا يدعونك الإعصار لانك مليء بالهواء الساخن. |
Şırıngayı sonuna kadar çek bütün şırıngayı hava ile doldur. | Open Subtitles | قومي بسحب الحقنة للخلف حتى تصبح مليئة بالهواء |
Ve dokular arasında milyarlarca boşluk var ve o boşluklar, nanoparçacıklar ile birlikte, uzanıp hava moleküllerini yakalıyorlar ve yüzeyi hava ile kaplıyorlar. | TED | ولديه مليارات من المساحات المتداخلة، وتلك المساحات، جنبا إلى جنب مع جسيمات نانوية، تصل ونتزع جزيئات الهواء، وتغطي السطح بالهواء. |
Tekerlekleri lastikten yapacağını ve onları da hava ile şişireceğini söylüyor. | Open Subtitles | و تنفخ بالهواء ، أعتقد أنها سوف تنفجر |
Virüs hava ile bulaşmıyor. | Open Subtitles | لا حاجة لها الفيرس لا ينتقل بالهواء |
Virüs hava ile bulaşıcı değil, güvendeler. | Open Subtitles | الفيروس لا يتنقل بالهواء , وهم بأمان. |
İçerideki hava ile muhafaza ediliyor. | Open Subtitles | انه معبأ بالهواء |
hava ile ilgisi olan bir Bernini heykeli arayacağız. | Open Subtitles | له علاقة بالهواء. |