Bir anda tekrar nefes alabilmeye basladim. Cigerlerim havayla doldu. | Open Subtitles | استطعتُ فجأةً أن أتنفس مرة أخرى أحسستُ بالهواء في رئتاي |
İçinin sıcak havayla dolması demektir. | TED | انه يعني ان تمتلأ تلك العجينة بالهواء الساخن |
Biriktirme tanklarındaki suyu basınçlı havayla atabiliriz. | Open Subtitles | المياه التى فى الخزانات نستطيع إخراجها بالهواء المضغوط |
havayla hiç temas etmedi, hep suyun içindeydi. | TED | لذلك هي لم تتعرض للهواء أبداً. إنها تحت الماء تماما. |
Savaş başlığı kırılırsa havayla temas edip karışımı ateşler bu da sözde eritilmiş kayaya sarılan zırhı paramparça eder. | Open Subtitles | حسناً , عندما يتحطم الرأس الحربي الأتصال مع الهواء سيشعل الخليط ينبغي أن نفكك الدرع ونحتمي من الصخور المنصهره |
Eğer yöntemi havayla bağlantılıysa yeni bir çocuğu kaçırması an meselesi. | Open Subtitles | إن كان أسلوبه الإجرامي متصلا بالطقس فسيقوم بمحاولة إختطاف صبي آخر قريبا |
- Önemli değil. Virüs havayla bulaşmıyor. | Open Subtitles | لا يهمّ، فالفيروس لا ينتقل جواً. |
- Umarım Bu aleti kullanabilirsin. - Sıcak havayla işler. | Open Subtitles | أنا واثق أنك تستطيع التعامل مع هذا الشىء الغريب انه يعمل بالهواء الساخن |
havayla doldurulduğunda, çok günahkar ve etkileyicidir. | Open Subtitles | عندما يمتلئ بالهواء يكون شريراً وجميلاً. |
Şimdi ağzını havayla doldurdu. Ve şimdi mumlara doğru eğiliyor. | Open Subtitles | لقد ملأت فمها بالهواء تستعد لتوجهها إلى الشموع |
Belki sıcak havayla uçması için bir düzenleme yapabilirim. | Open Subtitles | ربما أستطيع أن أعدلها لتقبل بالهواء الساخن |
Ayrıca, eğer ciğerlerinizi havayla doldurursanız uzay boşluğunda 30 saniye kadar dayanabileceğinizi söyler. | Open Subtitles | يقول الدليل أيضاً إن كانت رئتيك مملوئتين بالهواء يمكنك النجاة فى الفضاء الفارغ لحوالى 30 ثانية |
Mikrop havayla bulaşıyor ve dayanıklı olabilir. | Open Subtitles | وما هو؟ أن الفيروس ينتقل بالهواء ولا يتوقف عند حد |
Tabi zaten çoğu başIık havayla doludur. | Open Subtitles | هذا صحيح, لأن معظم الصواريخ معبئة بالهواء |
Bu basınçlı havayla çalışıyor. Tetiği şurada. | Open Subtitles | الآن، هذا يعمل بالهواء المضغوط، الزناد هنا. |
eğer bu havayla temas ederse patlar | Open Subtitles | ولكن أن حدث أحتكاك بالهواء معها سيحدث أنفجار |
Burada havayla sürekli bağlantıları vardır, ama sığınmak ve avlanmak için denize de geri dönebilirler. | Open Subtitles | يكون لديهم هنا ,منفذ للوصول الدائم للهواء كما يمكنهم أيضا التراجع للبحر .للاحتماء أو الصيد |
Sadece buzu sürekli parçalayarak havayla temas sağlayabilmektedirler, ama bu da dişlerinin çok kötü aşındığı anlamına gelir. | Open Subtitles | ..فعبر قشط الجليد يتمكنون من الإبقاء على منفذ للوصول للهواء ولكن هذا يعني أن أسنانهم تصبح بالية بسرعة |
Sonra düşük basınçlı havayla şişiriliyor. | TED | ومن ثم يتم نفخها بهذا الهواء ذي الضغط المنخفض. |
Yani karartmanın havayla ilgili olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | اذا انت تقول ان التعتيم مرتبط بالطقس |
Yardım bazen botla, bazen de havayla geldi. | Open Subtitles | أحياناً، وصل العون بحراً وأحياناً جواً |
havayla bulaşacak kadar küçük boyutta bir tohum ya da polen olarak. | Open Subtitles | صغير بطريقة ما بما فيه الكفاية لكي يكون محمول جوا. |
Seni havayla taşımamı istersen söylemen yeter. | Open Subtitles | إذا تحتاج نقل هوائي إلى الأسفل , فقط قل الكلمة |
Periskop derinliğine gel. Dış havayla havalandırma yapın. | Open Subtitles | أصعد إلى عمق المنظار سنقوم بتهوية الغواصة |