Bu başarısızlık onun için büyük bir hayal kırıklığı oldu çünkü hayatı boyunca böyle bir şeyin hayalini kuruyordu ilk kamatorunu astığını gördüğümden beri kırbaçla öldürülen ilk esirini yüzlerce adam tarafından tecavüz edilen ilk bakiresini. | Open Subtitles | ذلك الفضل كان إحباط كبير له، أعرف، لأنه كان يحلم بشيء كهذا طوال حياته، منذ أن رأى فتى المقصورة خصاته يُشنق |
Artık ne kadınların ne fırtınaların hayalini kuruyordu, ne büyük olayların, ne büyük bir balığın, ne kavgaların ne kuvvet yarışmalarının ve ne de karısının. | Open Subtitles | لم يعد يحلم بالعواصف " " ... . و لا بالنساء |
Hayır, o senin pijamalı halinin hayalini kuruyordu. | Open Subtitles | بل كان يحلم بمؤخرتك السمينة |
Artık sadece belirli yerlerin ve sahildeki aslanların hayalini kuruyordu. | Open Subtitles | " ... كان الآن يحلم بالأماكن فقط " ... |
"Machisu ressam olmanın hayalini kuruyordu." | Open Subtitles | كان (ماتسو) يحلم بأن يكون رساما |