Onu gebertmeyi istiyorum, ama hayatımı bir hücrede geçiremem ben... | Open Subtitles | أريد أن أقتله و لكني لا أريد قضاء بقية حياتي في السجن |
hayatımı bir gecede değiştirmeyecek. | Open Subtitles | أعلم، أعلمُ أنّها لن تغيّر حياتي في يومٍ وليلة |
Bütün hayatımı bir kafese girip çıkarak, laboratuvar faresinin bana çıkabileceğimi söylemesini bekleyerek geçirecek değilim. | Open Subtitles | أنا لن اقضي حياتي في الدخول والخروج من قفص, في انتظار الفأر المخبري ليقول لي ان اخرج |
Sence ben hayatımı bir kutu çivi üzerine anlaşma yapan biri ile geçirir miyim? | Open Subtitles | أتظن أنني سأقضي حياتي مع أحد ما... لأنه يحضر لي علبة مسامير... بسعر رخيص؟ |
hayatımı bir kez mahvettin. Bu kadarı yetmez mi? | Open Subtitles | أنت دمرت حياتي مرة واحدة أليس ذلك كافيا؟ |
Ama hayatımı bir muammanın peşinden giderek geçirmek istemiyorum. | Open Subtitles | ولكنني لا أريد أن أقضي بقية حياتي في مطاردة لغز. |
hayatımı bir süreliğine basitleştirmeye çalışıyorum, anlarsın ya. | Open Subtitles | أحاول تبسيط حياتي في هذه الفترة اذا كنت تعلم ما اقصده |
Bak dört seneyi hayatımı bir hücrede harcama eğitimi ile sonrasındaysa hayatımı bir hücrede harcayarak geçirmek istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد قضاء أربع سنوات في التدرب على قضاء بقيه حياتي في مكان صغير للعمل وبعد ذلك.. |
Bütün hayatımı bir çiftlikte geçirdim. | Open Subtitles | كما تعلمين ، عشت طوال حياتي في مزرعة |
hayatımı bir kutuda geçirdiğimi hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر و كأنَّني عشت حياتي في صندوق |
Bütün hayatımı bir kafeste geçirecek değilim. | Open Subtitles | لن أقضي ماتبقى من حياتي في قفص |
hayatımı bir keresinde kurtarmıştın. | Open Subtitles | ... أنتي . أنقذتي حياتي في مرة من المرات |
hayatımı bir yumruk savaşında geçirmek istemezdim. | Open Subtitles | فلم أرغب بقضاء حياتي في صراع شرس |
Ama mütevazi göçmen bir aileden geliyordum, okula götürdüğüm öğle yemeğinde domuz dili ve reçelli sandviç olması fikri benim için lükstü bu nedenle bütün hayatımı bir sandalyede düşünerek geçirme fikri | TED | ولكنني أتيت من عائلة مهاجرة متواضعة حيث كانت فكرتي عن الرفاهية تمثل امتلاك ساندويش من الجيلي ولسان الخنزير في حقيبة طعامي المدرسية، إذن فإن فكرة قضاء كامل حياتي في الجلوس على كرسي وثير في الأرجاء وأنا أقوم بالتفكير فقط، |
hayatımı bir anda değiştirdi. | Open Subtitles | وقام بتغيير حياتي في دقيقة |
Sence ben hayatımı bir kutu çivi üzerine anlaşma yapan biri ile geçirir miyim? | Open Subtitles | أتظن أنني سأقضي حياتي مع أحد ما... لأنه يحضر لي علبة مسامير... بسعر رخيص؟ |
hayatımı bir kere siken şey. | Open Subtitles | أيها الشيء اللعين دمرت حياتي مرة. |