Eğer seni tutsaydım, hayatımın büyük ihtimal değişeceğini bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تتفهمي أنني إن وظفتك حياتي من المحتمل ستتغير |
Burada bu insanlarla hayatımın büyük bir kısmını zaten tükettim. | Open Subtitles | لقد اهدرت الكثير من حياتي بالفعل مع هؤلاء الناس هناك. |
Birbirimizi pek sevmediğimizi biliyorum ama son altı senede hayatımın büyük bir parçası oldunuz, bu yüzden gelmenizi çok isterim. | Open Subtitles | أعرف أننا لا نستلطف بعضنا البعض لكن في السنوات الست الأخيرة أصبحت جزءا كبيراً من حياتي لذا يسعدني أن تحضر |
hayatımın büyük bölümünde ailemi ve etrafımdaki beni önemseyenleri utandırdım. | Open Subtitles | لقد قضيت كثيرا من حياتي أحرج عائلتي والناس القريبين مني |
hayatımın büyük kısmında konuşma kabiliyetimi aklımın ucundan bile geçirmedim. | TED | طوال حياتي لم أفكر يوماً في قدرتي على الكلام.. كنت اتعامل مع قدرتي على الكلام كأمر مسلم به |
Richard'ın herşeyi başlattığı o zamanları hatırlamanın oldukça ilginç olduğunu düşünmüştüm. Çok teşekkür ederim, Richard, buraya gelmek hayatımın büyük ve keyifli bir parçası oldu. | TED | إنه لمن الممتع تذكر تلك الأوقات حينما نجح ريتشارد في بدء كل هذا. شكرًا جزيلًا ريتشارد. لقد كان المجيء إلى هنا جزءًا ممتعًا من حياتي |
hayatımın büyük kısmını hücrelerde, hapishanelerde, ölüm hücrelerinde geçirdim. | TED | لقد قضيت معظم حياتي في السجون ، والمعتقلات ، وبين المحكوم عليهم بالإعدام. |
Kendimi hayatımın büyük bir bölümünü bir hastanenin arka koğuşunda geçirmiş olarak bulabilirdim ama hayatım o şekilde ilerlemedi. | TED | وربما انتهى بي الأمر بقضاء معظم حياتي في جناح الخلفي للمستشفى، لكن حياتي لم تتحول هكذا. |
Sadece üç yaşındayken oradan ayrılmamıza rağmen, Afrika'nın hayatımın büyük bir parçası olduğunu hissettim. | TED | وبالرغم من إننى غادرت عندما كان عمري ثلاث سنوات فقط. أحس حقيقة أن افريقيا تشكل ذلك الجزء الكبير من حياتي. |
hayatımın büyük bölümü bunun gibi sorulara cevap aramakla geçti. | TED | جزء كبير من حياتي يعد رحلة بحث للحصول على إجابات لتلك الأسئلة. |
hayatımın büyük kısmında bu yaşlı ormanlaydım. | Open Subtitles | عشت في هذه الغابة القديمة أغلب فترات حياتي. |
Biliyorum biraz garip ama o, hayatımın büyük bir parçasıydı bilmiyorum, sanki yalnız hissediyorum. | Open Subtitles | أن أعرف أنها كانت غريبة نوعا ما و لكنها كانت جزءا كبيرا من حياتي أنا لا أعرف أنا أشعر بالوحدة |
Hissetmiyorlarsa, hayatımın büyük kısmını boşa harcamışımdır. | Open Subtitles | إذا لم يكونوا يشعرون بالألم فسأكون أضعت الكثير من حياتي |
Clark daima hayatımın büyük bir bölümünü oluşturacak ama aramızda ne olduysa, her şey bitti. | Open Subtitles | كلارك سوف يبقى دائماً جزءً مهماً جداً من حياتي ولكن مهما الذي كان بيننا لقد أختفى |
hayatımın büyük bir kısmında onlara ulaşmaya çalıştım, ama sanırım artık bundan vazgeçtim. | Open Subtitles | حاولت أن أجعلهم يحبوني طوال حياتي أظنني استسلمت من مدة |
hayatımın büyük kısmını avukat olmak için uğraşarak geçirdim.. | Open Subtitles | أمضيت معظم حياتي محاولاً أن أكون محامياً |
hayatımın büyük bölümünde gazetecilikle ilgilendim. | Open Subtitles | قضيت معظم حياتي وأنا أصلي لآلهة الصحافة. |
Evet, hoşuma gidiyor. hayatımın büyük bir bölümünde kendim yapıyordum. | Open Subtitles | أجل ، لقد فعلتها ذلك بنفسي في معظم حياتي. |
Ben bunların ikisini de yapmıyorum ama dans hayatımın büyük bir kısmını oluşturuyor. | Open Subtitles | مرة أخرى ، وليس أنالا أحد من هؤلاء ، لكن الرقصجزء كبير من حياتي. |
hayatımın büyük bir bölümünü insanların izini sürerek geçirdim. | Open Subtitles | لقد قضيت معظمُ حياتي كراشد و أنا أتعقبُ الأشخاص |