hayatımın bir parçası o, ben de onunkinin bir parçasıyım. | Open Subtitles | هي جزء من حياتي بقدر ما أنا جزء من حياتها |
Tüm o ilişki hayatımın bir daha asla geri dönmeyeceğim üç haftasıydı. | Open Subtitles | تلك العلاقة كلها تلك الثلاثة أسابيع من حياتي التي لن أسترجعها أبداً |
İpod'da dinleyebileceğim şey için neden hayatımın bir hafta sonunu harcayayım? | Open Subtitles | لماذا أقضي أسبوع من حياتي أشاهد أحمق يشغل الموسيقى من الآيبود؟ |
Olanlardan sağ çıktıktan sonra düşünmeye başladım hayatımın bir anlamı var mıydı. | Open Subtitles | عندما نجوت من سقوطي، بدأت أتساءل، لو كان هناك هدفاً من حياتي. |
Anlayamadığım birçok şey var biliyorum ama yine de hayatımın bir anlamı olsun istiyorum. | Open Subtitles | أعلم انه هناك الكثير من الأشياء اللتي لا أفهمها و لكنني لا زلت أريد أن يكون لحياتي معنى |
Olanlardan sağ çıktıktan sonra düşünmeye başladım hayatımın bir anlamı var mıydı. | Open Subtitles | عندما نجوت من سقوطي، بدأت أتساءل، لو كان هناك هدفاً من حياتي. |
Harika. En sonunda, hayatımın bir amacı da ameliyatlarla hayat kurtarmanın ötesinde. | Open Subtitles | عظيم , أخيراً , أصبح هذا الغرض من حياتي غير العمليّات الجراحية |
Bakın, federallere yalan söyledim, bundan da hayatımın bir yılını kaybettim. | TED | لقد كذبت على المحققين الفدراليّين و فقدت سنه من حياتي بسبب ذلك. |
Gençken, herhangi bir genç gibi kaygılıydım. Ama, 17 yıldır bir yo-yo gibi hayatımın bir içinde bir dışında olan bir anneye ve yüzü olmayan bir babaya sahip olmaktan dolayı kızgındım. | TED | الآن عندما كنت مراهقاً، كنت مرتاع مثل ماكان أي مراهق لكن بعد 17 سنة من وجود أم التي كانت تدخل وتخرج من حياتي مثل اليويو و أب كان بدون وجه، كنت غاضباً |
Ancak ben hayatımın bir gününü bile orada geçirmedim. | TED | باستثناء أنني لم أعش يومًا واحدًا من حياتي هناك |
Ben sağır olarak doğdum, ve bana sesin hayatımın bir parçası olmadığına inanmam düşündürüldü. | TED | لقد ولدت صماء، وعلموني أن الصوت ليس جزء من حياتي |
Kendimi bildim bileli savaş, hayatımın bir parçasıydı. | TED | كانت الحرب جزءًا من حياتي منذ ما أستطيع أن أتذكر. |
Kalan hayatımın bir anlamı olmalı. | Open Subtitles | أريد لـِمَا تبقـَّى من حياتي أن يـمـثـِّل شيئاً |
Ama benim hayatımın bir parçası olmak istiyorsan, eninde sonunda, er ya da geç onun da bir parçası olacaksın. | Open Subtitles | وغن كنت تريد ان تكون جزءاً من حياتي, بالنهايه, عاجلاص ام آجلاً , سوف تكون جزءاً من حياته أيضاً. |
Mükemmel bir çiftin bir parçası Mükemmel bir hayatımın bir parçası. | Open Subtitles | كنت جزءا من زوجين مثاليين انها جزء من حياتي المثالية |
Yeni hayatımın bir parçası olmanı istiyorum, eskisinin değil. | Open Subtitles | أريدك أن تكوني جزءاً من حياتي الجديدة وليس القديمة |
hayatımın bir parçası olmak istemiyorsa... o kaybeder. | Open Subtitles | لا تستطيع تقبل جزء من حياتي هي ستكون الخاسرة |
İstediğin gibi kaçabilirsin, ama benim hayatımın bir parçası olmak istemezsin. | Open Subtitles | يمكنك الهرب قدرما تشائين، ولكنك لن ترغبي بأن تكوني جزءاً من حياتي |
Bak ben de senin gibi hayatımın bir anlamı, bir amacı olmasını istiyorum. | Open Subtitles | انظري، اريد ان يصبح لحياتي معنى وهدف مثلكِ تماماً. |
Küçük bir çocukken, annemi düşmanım yaparsam hayatımın bir amacı olacağını düşünürdüm. | Open Subtitles | منذ الصغر، كنت مقتنعاً أني بجعل أمّي عدواً، سيكون لحياتي هدف. |
Buraya gelmeden önce hayatımın bir anlamı yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لحياتي أي معنى قبل أن أؤتي إلى هنا |
Buraya, hiç kimsenin hakkını kendi hayatımın bir dakikasına değişmeyeceğimi söylemeye geldim. | Open Subtitles | أنا جئت الى هنا لأقول أننى لا اعترف بحق اى شخص فى دقيقة واحة من حياتى |