ويكيبيديا

    "hayatımdaki en" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • في حياتي
        
    • فى حياتى
        
    • فى حياتي
        
    • في حياتِي
        
    • في الواقع واحد من
        
    hayatımdaki en önemli şey de bu sırada meydana geldi. TED وهو أهم شيء في حياتي حدث أيضاً في ذلك الوقت.
    Bu maymunu alırsan hayatımdaki en önemli kişilerden birini kaybedeceğim. Open Subtitles إذا اخذت هذا القرد سأخسر احد اهم الاشخاص في حياتي
    hayatımdaki en iyi şeyler kar yağdığında olmuştu biliyor musun? Open Subtitles أتعرفين أن أفضل الأشياء في حياتي حدثت عندما ينزل الثلج؟
    Ben Chicago'danım. Tam benim şehrim. hayatımdaki en güzel seksi orada yaptım. Open Subtitles نوعي المفضل من المدن, دائما أحصل فيها على أفضل جنس في حياتي
    hayatımdaki en önemli iki insan birbirlerine bakıyor. Open Subtitles الشخصان الأكثر أهمية فى حياتى تقابلا سوية.
    Evet. Bu hayatımdaki en mükemmel gün. Open Subtitles أجل , هذا هو اليوم الأكثر مثالية فى حياتي
    Zamanın yavaşlamasının sebebi, hayatımdaki en önemli iki kadın tarafından gafil avlanmış olmamdı. Open Subtitles سبب تباطئ الوقت هو تعرضي للتو لهجوم مباغت من أهم امرأتين في حياتي
    Ben şey, 9 kilo aldım. hayatımdaki en iyi şekle sahibim yemekmiyiyiyorsun,yoksa? Open Subtitles لا، لقد ازداد وزني 20 باونداً أنا بأفضل وضع صحي في حياتي
    hayatımdaki en önemli adamı hayatımdaki en önemli adamlarla tanıştırma vakti geldi. Open Subtitles حان الوقت للرجل المهمين في حياتي يقابلوا أكثر الرجال أهمية في حياتي
    Fakat Molly'i beklerken, hayatımdaki en güzel krepi yedim orada. Open Subtitles ولكن عندما كنت انتظر مولي .تذوقت أفضل زلابيه في حياتي
    Seni ve bu çocuğu korumak hayatımdaki en büyük onur olacak. Open Subtitles هذا سيكون أعلى شرف في حياتي أن أحميكِ أنتِ و الطفل
    Ama bildiğim şey şu ki, bu ailenin hayatımdaki en önemli şey olduğu. Open Subtitles لكن ما أعلمه الآن أن هذه العائلة هى الشيء الأكثر أهمية في حياتي
    Bunu içimden mi söyledim, yoksa sesli mi emin değilim, ancak o an hayatımdaki en önemli anlardan biriydi. TED أنا لا أعرف إذا قلتها في ذهني أو بصوتٍ عالٍ، ولكن كانت تلك لحظة حاسمة إلى حد كبير في حياتي.
    Ve şu an bu hayatımdaki en heyecan verici şey, ve belki de hayatım hakkında üzücü bir yorum. TED وهذا عبارة عن أكثر الأشياء مثيرة في حياتي الآن, والذي من المحتمل أن يكون تعليق حزين على حياتي.
    Size şimdi matematik hayatımdaki en çarpıcı günlerden birini anlatacağım. TED دعوني أريكم أحد الأيام الأبرز في حياتي الرياضية.
    Bu dersler hayatım boyunca bana yardımcı oldu ama yakın zamanda, şimdiye kadar hayatımdaki en önemli işimi aldığımda gerçekten bana yardımcı oldular. TED قد خدمتني هذه الدروس خلال فترة حياتي، ولكنها خدمتني في الواقع مؤخرًا، عندما أخذتُ أهم وظيفة في حياتي حتى الآن.
    hayatımdaki en iyi olaylardan biri gerçekleşti. New Folsom Hapishanesi'ne gönderildim. TED واحدٌ من أفضل الأمور التي حصلت في حياتي في تلك الفترة هي إرسالي إلى سجن فولسوم الجديد.
    diye sordu Ben ise hayatımdaki en büyük sürprizin yaşamın kısalığı olduğunu söyledim. TED وقلت ، أكبر مفاجأة في حياتي هي قصر الحياة
    Bunun hayatımdaki en muhteşem yolculuk olacağının farkına varmamıştım. TED لم أكن أدرك أنها ستصبح الرحلة الأكثر إدهاشاً في حياتي
    [ Michelle ] hayatımdaki en iyi sex yapan erkek olmuş olman umrumda değil. Open Subtitles لا أهتم فيم إذا كنت فضل من مارست معهم الحب فى حياتى
    Kimse, hayatımdaki en büyük anın geride kalmak üzere olduğunun farkına varmış değildi. Open Subtitles لا احد لاحظ ان اعظم لحظة فى حياتي... ...انا اترك وحيدا.
    hayatımdaki en büyük zevk bana Nassau'daki teknede bahşedildi, Open Subtitles النشوة الأعظم في حياتِي كَانتْ منحت لي في مركب في ناسو
    Bu hayatımdaki en güzel ilk buluşmalardan biri. Open Subtitles هذا في الواقع واحد من أفضل المواعيد الأولى اللتي حظيت بها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد