- Hayatının aşkının ben olduğumu sanıyordum. - Onu 52 parçaya böldüm. | Open Subtitles | ـ لقد تصورت أنني أنا هي حب حياتك ـ قمت بتقطيعها لـ 52 قطعة |
Sevdiğin kızın, Hayatının aşkının en sevdiği çiçek nergistir. | Open Subtitles | هذه البنت ، حب حياتك زهورها المفضّلة أزهار النرجس البرّي |
Fayda sağlamak için seni dolandıran bir anne seni kendi şirketinden atabilen bir üvey anne ve elbette, Hayatının aşkının Manhattan'dan daha küçük bir monarşi için seni bırakması. | Open Subtitles | ، أمٍ تحتال عليك من أجل المال وزوجة أب تطردك من شركتك الخاصة وبالطبع حب حياتك تتخلى عنك من أجل نظام ملكي أصغر من منهاتن |
Hayatının aşkının sonsuza dek ellerienden gittiğini anladığında ondan sonraki en iyi şeyin beyin dosyası olacağına karar vermiş. | Open Subtitles | وعندما أدرك أن حب حياته اختفى بغير رجعة اكتشف أن ثاني أفضل شيء هو ملف عقلها |
Hayatının aşkının döndüğüne inanamıyor. | Open Subtitles | لا يصدق أن حب حياته قد عاد |
Hayatının aşkının o olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول بأنها كانت حب حياته |
Ama Hayatının aşkının ölüm cezası alman için tanıklık edecek olması çok acı veriyor olmalı. | Open Subtitles | لكنه مؤلم رؤية حب حياتك تساعدنا على وضعك في قسم الإعدام |
Hayatının aşkının New York'ta olmadığını düşündüğün için gitmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تغادر لأنك تعتقد أن حب حياتك ليست في نيويورك |
Artık Hayatının aşkının yanına gidebilmek için başka bir mazeret bulman gerekecek. | Open Subtitles | و الآن ستأتي بعذر آخر لتكون مع حب حياتك |
Artık Hayatının aşkının yanına gidebilmek için başka bir mazeret bulman gerekecek. | Open Subtitles | و الآن ستأتي بعذر آخر لتكون مع حب حياتك |