Yeni bir hayat karşılığında Meta'nın patronlarının aleyhinde tanıklık edecek. | Open Subtitles | مقابل حياة جديدة له. أنت تعلم بأنه غير مصرّح لك |
Bir hayat karşılığında bir hayat hiç mantıksız görünmüyor. En azından, e-postanızda böyle söylemişsiniz. | Open Subtitles | وحياة مقابل حياة يبدو أمراً معقولا، على الأقل هذا ما قلته في رسائلك الإلكترونية. |
Grup şiddete yönelince iyice hassaslaştın yeni bir hayat karşılığında federallerle anlaşma yaptın sonra onlar da sana kazık attı ve işte buradasın. | Open Subtitles | أصبحت مفرط الحس عندما تحولت الجماعة للعنف عقدت صفقة مع المحققين الفيدراليين مقابل حياة جديدة فغدروا بك ومن ثَم أصبحت حبيسًا هنا |
Mahzen Karanlık Olan'ı sadece başka bir hayat karşılığında diriltiyor. | Open Subtitles | الخزنة تعيد القاتم فقط مقابل حياة أخرى |
İngiltere'de yeni bir hayat karşılığında, Doku'dan General'in yerini öğreneceksin. | Open Subtitles | مقابل حياة جديدة في "لندن" يجب أن تعرفي من (دوكو) على مكان تواجد الجنرال |
Londra'da yeni bir hayat karşılığında, Doku'dan General'in yerini öğreneceksin. | Open Subtitles | مقابل حياة جديدة في "لندن"، |