İnsanların hayatlarıyla ilgili yeni şeyler keşfettikleri bir yer olduğunu söylerler. | Open Subtitles | يقولون إنها مكان يأتي إليه الناس ليكـتشفوا شيئاً جديداً عن حياتهم |
hayatlarıyla ilgili, fikirleriyle ilgili en ufak zayıflıklarını bulduğumuz an onları yok ederiz. | Open Subtitles | كل شيء عن حياتهم وأفكارهم وإذا وجدنا نقاط ضعفهم يمكننا استغلالها |
Onları güzel bir mekana yemeğe götürsek hayatlarıyla ilgili bir şeyler öğrensek ve teşekkür etsek nasıl olur? | Open Subtitles | ماذا لو أخذناهم لتناول العشاء ونعرف أكثر عن حياتهم ونقول لهم شكراً ؟ |
Eğer öyleyse, kurbanların hayatlarıyla ilgili bu kadar bilgiyi toplamak için onları takip etmiş olmalı. | Open Subtitles | ان كانت تلك هي القضية فلا بد انه لاحقهن لكي يعرف هذا القدر عن حياتهن |
Adam onu her gün uyandırır ve hayatlarıyla ilgili hikâyeler anlatır. | Open Subtitles | ويستيقظ كل يوم ويقول لها قصة عن حياتهم معاً |
Geçen 15 yıl içinde, mobil iletişim teknolojilerini inceledim ve yüzlerce insanla görüştüm, genç ve yaşlı, çevrim içi hayatlarıyla ilgili. | TED | خلال الخمس عشرة سنة الماضية، قمت بدراسة تكنولوجيا الاتصالات النقالة و قد أجريت مقابلات مع المئات والمئات من الأشخاص، شبابا وشيبا، عن حياتهم المتصلة بالانترنت. |