Onu hayatta tutmak için elimizden geleni yaptık. | Open Subtitles | فعلنا كلّ ما بوسعنا لإبقائها على قيد الحياة |
Bu onu hayatta tutmak için kan olmadan yeterli değil. | Open Subtitles | لا يكفي لإبقائها على قيد الحياة بدون دمها |
Yerinde olsaydım, onu hayatta tutmak için her şeyi yapardım. | Open Subtitles | لكنتُ فعلتُ أي شيء لأبقيه على قيد الحياة |
Yerinde olsaydım, onu hayatta tutmak için her şeyi yapardım. | Open Subtitles | لكنتُ فعلتُ أي شيء لأبقيه على قيد الحياة |
Onu hayatta tutmak için her şeyi yapın. | Open Subtitles | افعل ما بوسعك لتبقيه على قيد الحياة |
Anne, onu hayatta tutmak için sihrini kullandı. | Open Subtitles | ادت أمي سحرها لتبقيه على قيد الحياة |
Seni hayatta tutmak için hiç durmadan uğraşmama rağmen beni dinlemediğin ortada. | Open Subtitles | قطعًا لست تنصت إليّ برغم جهودي المتواصلة لإبقائك حيًّا. |
Gel gelelim ki benimle buradasın özellikle onu hayatta tutmak için hayatını tehlikeye atarak. | Open Subtitles | وحتى الآن هنا أنت، المخاطرة أساسا حياتك أن أكون هنا معي من أجل لإبقائها على قيد الحياة. |
Bu, onu hayatta tutmak için tek şansımız. | Open Subtitles | وهذه العملية لإبقائها على قيد الحياة |
Seni hayatta tutmak için hiç durmadan uğraşmama rağmen beni dinlemediğin ortada. | Open Subtitles | قطعًا لست تنصت إليّ برغم جهودي المتواصلة لإبقائك حيًّا. |