Bu metafor, Sue'yla ilişkime daha uygun asker ve haydut arasındaki ilişkiye. | Open Subtitles | ولقد انطبق هذا الكلام على علاقتى معها الصداقة بين قاطع الطريق والشرطى |
İlk önce Oğlak habis bir dük için çalışan bir haydut. | Open Subtitles | في البداية كان كابريكورن قاطع طريق لص يعمل لمصلحة دوق الشر |
Rahat ve güven içinde yaşayabilecekken aranan bir haydut oldunuz. | Open Subtitles | أهذا ماجعلك مجرم طريد , في حين تملك أن تعيش في رفاهية و رغد |
Sonuncusu ise, hakkında çok az şey bilinen aralık-dişli Maskeli haydut'tu. | Open Subtitles | وفي النهاية ، عُرف القليل جداً عن اللص المقنع ذي الفلجة بين أسنانه |
Eğer mükemmel bir haydut tayfası yaratmak isteseydim böyle bir çete oluştururdum. | Open Subtitles | لو كان لي الخيار بتأليف عصابة خارجة عن القانون لشكلت هذة العصابة |
Daha sonraları, o kadın haydut sıkça evime gelmeye başladı. | Open Subtitles | منذ ذلك الحين وتلك المجرم النسائي تأتي لبيتي في أغلب الأوقات |
Onlar asker değil, haydut. Altın değil, silah ve cephane peşindeler. | Open Subtitles | ليسوا جنوداً , أنهم قطاع الطرق لا يهتمون بالذهب بل بالأسلحة والذخيرة |
- Biz haydut değiliz! | Open Subtitles | -لسنا مشاغبين ! |
Şu sarı şapkalı haydut tam menzile girmişti. | Open Subtitles | قاطع الطريق ذو القبعة الذهبية وقعت عينى عليه |
haydut karıma tecavüz ettikten sonra, onu teselli etmeye çalıştı. | Open Subtitles | بعد أن هاجم قاطع الطرق زوجتى حاول مواساتها |
Kötülüğü ile nam salmış haydut Tajomaru sana elleri ve dizleri üzerine kapanmış yalvarıyor. | Open Subtitles | قاطع الطرق سيىء السمعة تاجومارو يتوسل إليك و هو منحنى على ركبته |
Bir haydut gibi görünüp, güvenlerini kazanarak, ...içlerine sızacak, başka bir ajan göndermek. | Open Subtitles | مثل ارسال عميل سري اخر ليتظاهر كأنه مجرم, ويحصل على الثقه |
Haydutlarla işbirliği yaptığın için haydut gibi cezalandırılacaksın. | Open Subtitles | . تتعاون مع المجرمين وأنت ستعاقب مثل مجرم |
Maskeli haydut Avizeli Salon'a çok geç varmıştı. | Open Subtitles | لقد وصل اللص المقنع لساحة القصر متأخراً جداً |
haydut kaçacağı yere karar vermişti. | Open Subtitles | لكن هذا لن يساعدنا كثيراً، اللص هو من اختار الطريق الذي يعبر منه |
Birkaç genç haydut tutmuşlar mekanı gece gündüz izlemek için. | Open Subtitles | لقد أتوا بأفراد عصابة لكي يراقبونا طوال الوقت |
Rus bir haydut için çalışmaya hazır olduğuna seni ne düşündürdü? | Open Subtitles | و ما الذي جعلك تظن أنك جاهز للعمل مع زعيم عصابة روسي؟ |
Sen ve diğer haydut arkadaşın buralardaki diğer herkes gibi bir çete kurdunuz. | Open Subtitles | انته وذلك المجرم بداتم عصابه مثل اى شخص هنا |
Bugün, küfürbaz bir haydut belediye havuzunun üç soyunma odasını tamamen soydu. | Open Subtitles | اليوم لص بذيئ اللسان قام بسرقة المسبح العام أخذ محتويات أكثر مِنْ ثلاث خزائن |
Bence de askere benzemiyorlar. Bunlar haydut. | Open Subtitles | لا أعتقد أنهم جنوداً أيضاً أنهم قطاع الطرق |
Biz haydut değiliz! | Open Subtitles | لسنا مشاغبين! |
Bu haydut, bu müthiş insanın güvenine ihanet ederek ve soğukkanlılıkla onu öldürerek herkese gerçek yüzünü gösterdi. | Open Subtitles | حيث وضع الناس ثقتهم في سفاح بقناع و عباءة سفاح اظهر لنا وجهه الحقيقي عندما خان ثقة هذا الرجل العظيم و اغتاله ببرودة دم |
Paxton ve haydut arabası benim kök salmak istediğim yere park edilmişlerdi. | Open Subtitles | "باكستون" و سيارة "بانديت" يركنون بالمعرض بينما أنا انوي زرع بعض الجذور |
- Bir tür haydut olurdu. - Herkes sen değil, özürlü. | Open Subtitles | هذا نوعا ما مثل رجل العصابات من اجل ضيوفك ايها المغفل |
Kör haydut gerçekten gizemli biridir. Savaşmak için ortaya çıkar ve sonra ortadan yok olur. | Open Subtitles | اللصة العمياء لغز ، فهي تظهر في القتال ثم تختفي |
Evet, İtalyanların hepsinin haydut ve Amerikalıların hepsinin ayyaş olduğunu herkes bilir. | Open Subtitles | نعم كل شخص يعرف أن كل الإيطاليين عصابات وكل الأمريكيين الأصليين سكارى |
Bu hafta haydut, haftaya da keş mi olacaksın nedir? | Open Subtitles | في هذا الأسبوع ستكون مجرماً وفي الأسبوع القادم مدمناً؟ |
İçinde, Almanlar'a casusluk yapan, direnişçi giysili iki haydut var. | Open Subtitles | شخصين مجرمين من المقاومة الفرنسية و هما يتجسسان على الجنود الألمان |