Belki kaldırabilir, belki kaldıramaz. Ama cevabı bulmaya hazır değilim. | Open Subtitles | , ربما تستطيع وربما لا ولكني لست مستعدة لأكتشف ذلك |
Seni ne kadar sevsem de, seninle evlenmeye hazır değilim. | Open Subtitles | وعلى كمية حبي لك .. لكنني لست مستعدة للزواج بك |
Altı günde üç şehir gezdim. Başım çatlıyor. Buna hazır değilim. | Open Subtitles | ثلاث مدن في ستة أيام، رأسي يدور لست مستعداً لحفل عشاء |
- Gitmek için hazır değilim. - Sabah size rapor verecektim, şef! | Open Subtitles | ـ أنا لست مستعدا للرحيل بعد ـ كنت سأخبرك بهذا أيها القائد |
Haklısın, ama onlara söz vermek için hazır değilim. | Open Subtitles | . أعتقد أنك على حق ، لست مستعد لتوريط نفسى |
Her neyse, gerçekten bu konuda konuşmaya henüz hazır değilim. | Open Subtitles | على أى حال .أنا لست جاهزة الأن للتحدث عن ذلك |
Kendi evime ve işime sahip olmaya henüz hazır değilim. | Open Subtitles | انا لست مستعدة كي يكون لدي شقتي الخاصة وعملي الخاص |
Farkettim ki herkese ilan etmişim zaten, ama detayları seninle tartışmaya hazır değilim. | Open Subtitles | أدرك أنني قدمت تصريح علني عن ذلك لكنني لست مستعدة لمناقشة التفاصيل معك |
Çok hızlı gidiyoruz. Buna hazır değilim. | Open Subtitles | الامر يجري بسرعة أنا لست مستعدة لذلك ولا اريد ذلك |
Henüz evliliğe hazır değilim... ama bir göçmenle birlikte yaşayabilirim. | Open Subtitles | انا لست مستعدة للزواج بعد ولكني سأحب أن أعيش مع مهاجر |
Seninle birlikte hayat meydana getirmeye hazır değilim. Ama yapabilirim. | Open Subtitles | أنا لست مستعدة لأصنع الحياة معك ولكن يمكنني |
Evet ve berbat bir öğretmensin. Kimseyi ameliyat etmeye hazır değilim. | Open Subtitles | نعم، وأنت معلم فاشل أنا لست مستعداً للتعامل مع أي أحد |
Bu sorumluluğa hazır değilim daha. Hatta pazar günleri için bile. | Open Subtitles | أنا لست مستعداً لتحمل هذه المسؤولية كما تعلم، حتى ليوم الأحـد |
Ebeveyn olmaya hazır değilim; özellikle de çocuklarını terk edecek bir ebeveyn. | Open Subtitles | أنا لست مستعداً لأكون والداً . بالأخص ليس النوع الذي يترك أبنائه |
Umarım haklısındır Earl. Sanırım evcil bir hayvan bakmak için hazır değilim. | Open Subtitles | أظن بأنك كنت محقا يا إيرل أنا لست مستعدا لتربية حيوان أليف |
Bay Gorbaçev'u severim ancak güven kozumu kullanmaya hazır değilim. | Open Subtitles | انا احترم السيد غورباتشوف لكنني لست مستعدا لمنحه ثقتي الان |
Ancak karımın, insanların önüne yarı çıplak bir .gösteri köpeği gibi çıkmamın utancını yaşamasına izin vermeye hazır değilim! | Open Subtitles | و لكني لست مستعد بالسماح لها بأن تعاني حرج رؤيتي أتباهي أمام العامة ككلب مؤدي نصف عاري |
Henüz büyükanneleri oynamaya hazır değilim. Sen çok zekisin. | Open Subtitles | لست جاهزة لأخذ دور الجدة بعد و أنت تعلمين ذلك, أنت ذكية جداً |
Ve şu an onları görmeye hazır değilim, tamam mı? | Open Subtitles | أنا فقد لستُ مستعدة لملاقاتهم الآن،حسناً؟ |
Ama henüz eve dönmek için hazır değilim. | Open Subtitles | لا ,لا ولكنى اشعر اننى غير مستعد للعودة بعد |
Ama ben vaftiz ebeveyni olmaya hazır değilim. Sakın sorma. | Open Subtitles | حسناً ، أنا لستُ مستعداً لأكون عراب للطفل لا تسأل |
Dashiki, ben- -Ben baba olmaya daha hazır değilim. | Open Subtitles | ديشيكي ، انا لست جاهزاً لكي اكون اب الآن |
Ben, o tür bir karar vermek için henüz hazır değilim. | Open Subtitles | بين, انا لست مستعده لاتخاذ قرار كهذا بعد. |
Ben hazır değilim ve yüzme şenliği var bu akşam. | Open Subtitles | أنا غير مستعدة إلى الآن ولديها أمر السباحة ذاك الليلة |
Buna hazır değilim. Zaten sıkıştırıp duruyor. | Open Subtitles | لست جاهز لذلك هي تملأ حياتى بهذه الطريقة |
Belki bunu söylediğim için cehenneme gideceğim ama bunu bırakmaya hazır değilim. | Open Subtitles | ،ربما سأذهب للجحيم لقولي هذا لكنني لستُ مستعدًا للتخلي عنكِ |
Büyüme çağında bir çocuğa henüz hazır değilim. | Open Subtitles | أَنا فَقَطْ لَستُ مستعدَّ لمُراهقِ لحد الآن. |
Bak, nasıl görüldüğünü biliyorum ve üzgünüm ama ama bu konuşmayı şu anda yapmaya hazır değilim. | Open Subtitles | انظر، إنّي أعلم كيف يبدو الأمر. وإنّي آسفة، لكنّي لستُ مُستعدّة لخوض هذا الحديث الآن. |