İki kişilik, altı saatlik vardiyalar hazırladım. Herkes nöbet listesinde. | Open Subtitles | أعددت نوبة من شخصين كل 6 ساعات كل له ميعاد |
Bu yüzden bir feragat sözleşmesi hazırladım, bir felakete karşı sizlerin imzalaması için. | Open Subtitles | لذا فقد أعددت لكن وثيقة تنازل كي توقعن عليها في حال وقوع كارثة |
Okuldaki her erkeğin profil fotoğrafının olduğu bir erkek veritabanı hazırladım. | Open Subtitles | لقد صنعت قاعدة بيانات لكل الشباب بصورتهم من مدرسة بالوس هيلز |
Bunu yapmak istemezlerse diye, farklı bir kaç seçenek daha hazırladım. | Open Subtitles | في حالة هم لا يردون فعل ذلك أنا قد جهزت خيارين |
Beş saatlik şarkı listesi ve atıştırmalık bir şeyler hazırladım. | Open Subtitles | حضرت قائمة أغاني لـ 5 ساعات وجهزّت بعض الأكلات الخفيفة |
İnanacaklar. Her koşulda bir gösteri hazırladım. | Open Subtitles | سيصدقوا في أي حال من الأحوال، انا اعددت شرح |
İşte bu yüzden, Sevgililer Günü'nde sana yapacağım sürprizlerin listesini hazırladım. | Open Subtitles | و لهذا أعددتُ قائمةً بالمفاجآت التي سأفاجئكِ بها في عيد الحبّ. |
- Tamam. Sizin için sandviç hazırladım. Bir de kafeinsiz buzlu çay. | Open Subtitles | لقد أعددت لكِ بعض الشطائر وأحضرت لكِ الشاي المثلج الخالي من الكافيين |
Yeni iş geldiğinde, yeni yüksek fiyatlı teklifleri hazırladım ve gönderdim, kattığım değeri belirtmiş oldum. | TED | لذا عندما لاحت الفرصة. أعددت المقترحات بتسعيرتي المرتفعة الجديدة وبعثتهم وعرضتُ القيمة. |
Ama TED için burada olduğum için, konuşmamı daha modern bir şekilde yapmaya karar verdim, TED ruhuna uygun bir şekilde, ve sizler için birkaç slayt hazırladım. | TED | ولكن حيث إنني هنا في تيد، قررت أن أقدم حديثي هنا بطريقة أكثر حداثة و من محيا أجواء تيد، أعددت لكم بعض شرائح العرض هنا |
Böylece bu toplantı için iki plan hazırladım, iki stratejik plan. Küçük olan ve büyük olan. | TED | لذلك أعددت خِطَّتَيْن لهذا الإجتماع، خِطّتين إستراتيجيّتين إثنين. واحدة صغيرة و واحدة كبيرة. |
Sana buğday çimeni ve sığır eti kolajeni içeceği hazırladım. | Open Subtitles | لقد صنعت مشروب من عشب القمح وبعض بروتينات اللحم البقري |
Bir sanatçı kitabı hazırladım kağıt yerine paslanmaz çelikten | TED | صنعت كتاب فني بالحديد المقاوم للصدأ بدلا من الورق |
Evde sahte kusmuk hazırladım sonra da sinemaya gittim, kusmuğu montuma sakladım balkona çıktım ve böyle bir ses çıkardım... | Open Subtitles | وبعدها ذهبت إلى قاعة السينما، أخفي تقيئي في سترتي تسلقت إلى الشرفة وبعد ذلك صنعت ضجة مثل هذا |
İkimizden birini seçmekte zorlanıyorsun gibi göründüğü için bunu hazırladım. | Open Subtitles | لقد جهزت هذا لانه يبدو انك تواجهين وقتاً صعباً لتختارى |
Efendim, Londra'ya bir telgraf hazırladım. | Open Subtitles | سير ، لقد جهزت برقية الى لندن اطلب منك أن تقرأها |
Hey, Joe! Arabayı istediğin şekilde hazırladım. | Open Subtitles | يا جو لقد حضرت المقطورة بالطريقة التي طلبتها |
Çünkü takımımız hazır, gerçekten hazır, hazırladım çünkü onları. | Open Subtitles | لأن أولادَي مُعَدَون، مُعَدَون،حقاً، لأني اعددت ايم |
Sekiz civarlarında dönerim. Sana kahvaltı hazırladım. | Open Subtitles | ، سأعود بحلول الثامنة . لقد أعددتُ لك طعام الفطور |
Bavullarımı hazırladım, uçak biletimi aldım erkek kardeşine üstsüz fotolarımı yolladım. | Open Subtitles | حزمت الحقائب، وابتعت تذكرة السفر، وأرسلت لشقيقك صورة عارية الصدر. تماماً. |
Bazı bilim deneyleri hazırladım akıllara ışık tutacak ve gözleri kamaştıracak. | Open Subtitles | حضّرت بعض التجارب العلمية التي ستفتح العقول وتبهر العيون. |
Ama şimdi ne yapmamız gerektiğini biliyoruz, ve ben şimdiden herşeyi hazırladım. | Open Subtitles | حسنا، الآن نعلم ماذا علينا أن نفعل و أنا رتبت لكل شيء |
Ben zaten listeyi hazırladım. Şunu onayla gitsin. | Open Subtitles | قمت بإعداد القائمة للتو عليك أن تصدق عليها فقط |
Bir kaç güne kalmaz dönerim. Yemeklerinizi hazırladım. Tek yapmanız gereken ısıtmak. | Open Subtitles | سأكون هناك لعدّة أيام، قمت بتجهيز كلّ الوجبات كل ماعليكم هو تسخينها |
Biliyor musun, senin için bir uzun mesafe ilişki paketi hazırladım. | Open Subtitles | لقد صنعتُ لكِ أدوات للتواصل عن بعد |
Evet ama buraya gelmeden önce bu konuyla ilgili bir çok şey hazırladım. | Open Subtitles | نعم، لكن قمت بتحضير أوراق كثيرة قبل مجيئي |
Ama teknolojiye pek güvenmediğim için ona bir tuzak da hazırladım. | TED | ولكن لأني لا أثق بالتكنولوجيا، صممت أيضا فخًّا لها. |
Bu kasada... seninle ilgili harika bir dosya hazırladım, tatlım. | Open Subtitles | بداخل الخزينة، جمعت ملفاً مدهشاً عنك يا عزيزتي |