henüz erken. Kapanış gongunda nerede beklediğimizi bileyim. | Open Subtitles | من المبكر حتى الآن، فقط اسمحوا لي أن أعرف أين نقف في النهاية |
Bunu sana söylemek için henüz erken. Hala yönetim kurulunun onayına ihtiyacım var. | Open Subtitles | بالطبع، من المبكر أن أقول لكِ هذا لا زلتُ بحاجة الموافقة من مجلس الإدارة |
Onun bu konuyla ilgisi yok. Bir suçludan söz etmek için henüz erken olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | ولكني أعتقد أن الوقت مبكر للحديث عن المذنبين |
Demek istediğim, katilin profilini çıkarmak için henüz erken ama... | Open Subtitles | اعني , ان الوقت مبكر من اجل لمحة دقيقة , لكن |
henüz erken. | Open Subtitles | ما زال الوقت مبكراً. |
Sana uğrayabileceğini söyledim ama henüz erken. | Open Subtitles | طلبت منك أن تزوريني لكنك حضرت مبكراً. |
Senin bu işe bulaşmadığını varsaymak için henüz erken. | Open Subtitles | آسف يا لينورد فما زال الوقت مبكرا على تقليل احتمالات كون مرتكب الجريمة شخص من الداخل |
Uğramak istiyor ve henüz erken olduğunu itiraf ediyor. | Open Subtitles | هي تريد القدوم الى هنا, و أقرت بأن هذا مبكر جدا |
Tabii ki ciddi adımlar atmak için henüz erken. | Open Subtitles | بطبيعة الحال ، إنه من السابق لأوانه مناقشة أى خطوات محددة |
Belki tahminde bulunmak için henüz erken... ama eğer bunun bir terör saldırısı olduğu doğrulanırsa... bugüne kadar yapılan en büyük... | Open Subtitles | ربما من المبكر جدا التخمين لكن يبدو انه هجوم ارهابي وهو الاكبر |
Demiryolunun doğal yaşama etkisini görmek için henüz erken. | Open Subtitles | من المبكر جدا رؤية تأثيره على الحياة البريّة، |
Hakkında konuşmak için henüz erken Belirli kanıt türleri. | Open Subtitles | من المبكر للغاية مناقشة أنواع معينة من الأدلة |
Hayvanlar yemiştir ya da çürümeye bağlı olabilir. henüz erken. | Open Subtitles | قد لا يكون سوى الإفتراس أو التحلل، من المبكر جداً تحديد ذلك. |
Demek istediğim, katilin profilini çıkarmak için henüz erken ama... | Open Subtitles | اعني , ان الوقت مبكر من اجل لمحة دقيقة , لكن |
- Hayır, teşekkür ederim, benim için henüz erken. | Open Subtitles | - لا، شكرا لك، الوقت مبكر جدا بالنسبة لي - |
-Panik yapmak için henüz erken. | Open Subtitles | الوقت مبكر على الفزع. |
henüz erken. | Open Subtitles | ما زال الوقت مبكراً |
Tabii ki henüz erken ancak şu an için, önerdikleri törenin merkez üssünün Taye Köprüsü olması. | Open Subtitles | حتى الآن يقترحون... وبالطبع ما زال الوقت مبكراً... الإعتماد على (تاي بريدج) |
Sana uğrayabileceğini söyledim ama henüz erken. | Open Subtitles | طلبت منك أن تزوريني لكنك حضرت مبكراً. |
Bunu bırakmak için henüz erken. | Open Subtitles | لا زال الوقت مبكرا عل استسلامك |
Zafer turu atmak için henüz erken. | Open Subtitles | ما زال الوقت مبكرا للاحتفال |
Bunu söylemek için henüz erken, Alex ama böyle giderse bu işte bir efsane olan adamı geçeceksin. | Open Subtitles | هذا مبكر قليلاً عليك ولكن بهذه الأرقام أنت قي طريقك لتجاوز "الأسطورة |
henüz erken olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه من السابق لأوانه قليلاً. |