Yalnızca bunu dünyaya göstermeye henüz hazır değilsin. | Open Subtitles | أنت فقط غير مستعد بعد لتقديمه للعالم. |
Göremezsin çünkü henüz hazır değilsin, Desmond! | Open Subtitles | لا تستطيع لانك غير مستعد بعد يا سيد (ديزموند). |
Buna henüz hazır değilsin. | Open Subtitles | أنت لست مستعد بعد |
Tamam, esas mesele şu. Şeytani bir gülüş için henüz hazır değilsin. | Open Subtitles | حسناً، أنت لست مستعد ...للضحكة الشريرة |
Ancak henüz hazır değilsin. | Open Subtitles | ولكنك لست مستعد. ليس بعد. |
Bazı soruların cevapları için henüz hazır değilsin. | Open Subtitles | هناك بعض الاسئلة التي لست مستعداً لمعرفتها , ليس بعد |
- henüz hazır değilsin, evlât. - Hazırım, üstat. | Open Subtitles | أنت لست مستعداً حتى الآن بُنيّ - أَنا مستعد سيدي - |
Tek başına komutayı almak için henüz hazır değilsin. | Open Subtitles | انت لست مستعد حاليا . |
Mesela hayatınıza biri girdiğinde bir parçanız, "henüz hazır değilsin" derken diğer parçanız "onu sonsuza dek senin yap" der. | Open Subtitles | مثل : عندما يدخل أحد في حياتك نصف منك يقول "أنت لست مستعداً" |
- Bazı şeyleri görmeye henüz hazır değilsin. | Open Subtitles | بعض الأشياء لست مستعداً بعد لتراها. |