Silahsız bir keşif uçağı gördüm ve bir hendeğe atladım. | Open Subtitles | قفزت في خندق اليوم بفعل طائرة إستطلاع غير مُسلحة |
Arkada, hendeğe yuvarlanan arabasının yanında. | Open Subtitles | على مسافة ليست قريبة من هنا ، في خندق ، غلى جانب سيارته |
Dedem arabanın kontrolünü kaybetti ve bir hendeğe girdik. | Open Subtitles | جدي فقد السيطرة على السيارة ودخلنا في خندق |
Geçen sene, Tijuana'ya giderken arabayı bir hendeğe sürdü. | Open Subtitles | في العام الماضي ، انه كان علينا في حفرة في طريقنا الى تيخوانا. |
Kan kaybından ölmesini izledin ve sonra cesedini hendeğe attın. | Open Subtitles | لا، أنت شاهدته ينزف حتّى للموت ثمّ ألقيت بجثته في حفرة |
hendeğe kralı değil de Bersoni'i attığımı nerden biliyorsun? | Open Subtitles | كيف تعرف أن بيرسونين هو الذى ألقيته فى الخندق .. و ليس الملك ؟ |
Sonra ana kapıdan 27 metre uzaktaki hendeğe kadar tamamen savunmasızız. | Open Subtitles | بعد ذلك نحن مكشوفون تماماً حتى نصل الى خندق يبعد 30 ياردة من البوابة الأمامية |
Ne oldu? Sanırım direksiyonu çok fazla kırdım ve arabam bir hendeğe girdi, | Open Subtitles | يبدو أنني افتعلت مناورة سيئة، وسقطت سيارتي في خندق |
Herkesi büyük bir hendeğe oturttular. Etrafımızda silahlı askerler vardı. | Open Subtitles | دفعونا للدخول فى خندق كبير وكانوا هم يحيطون بالخندق |
Mars araştırma robotunu bir hendeğe soktum. | Open Subtitles | تسببت في إدخال مركبة كوكب المريخ المتحركة في خندق ضيّق |
O Genç Efendiler benim öldüğümü sandılar, hatta beni derin bir hendeğe attılar. | Open Subtitles | ،لقد ظن اولئك السادة الشباب بانني قد مِت حتى انهم قاموا برميي في قعر خندق |
Bir kilometre ileride arabam hendeğe yuvarlandı. | Open Subtitles | نزلت سيارتي في خندق على بعد نصف ميل من هنا |
Beni yol kenarında bir hendeğe atsalar yeter derim. | Open Subtitles | قريباً سألقي بك داخل حفرة إلى جانب الطريق |
Bilirsin, kafamda bir örtüyle beni bir hendeğe koydular. | Open Subtitles | كانوا يجمعون الأفراد ألقوا بي داخل حفرة وغطاء على رأسي |
Ne yapacağım? Hepsini bir hendeğe doldurup vuracak mıyım? | Open Subtitles | ماذا أفعل, هل أقودها إلى حفرة و أرديها؟ |
Ben de arkadaki nitro ile birlikte seni bir hendeğe gömeyim. | Open Subtitles | أو أنني سوف أضعك في حفرة مع النيترو |
Eğer bir hendeğe takılırsak yürüyebilirim. | Open Subtitles | اذا علقنا في حفرة استطيع المشي |
Bir hendeğe yuvarlanıp ölmekten daha fazlasını hak ediyordu. | Open Subtitles | هو يستحق افضل من الموت في حفرة |
Jagodish onu çakalların temizleyeceği kalenin arkasındaki büyük bir hendeğe atacaktı.. | Open Subtitles | و قد القى جوديش به داخل الخندق الكبير اسفل الحصن حيث الضباع تتولى انهائه |
Onu giyinik olarak buzlu hendeğe atmamız gerekti. | Open Subtitles | مما إضطرنا لإلقائها وهي بكامل لباسها في الخندق المائي المتجمد |
Mesela, çatıda dikilip, aşağıya baktıktan sonra hendeğe atlamak göle girmekten daha farklı gelmez. | Open Subtitles | كمثال , اذا كنتِ واقفة على السطح وتنظرين الى الأسفل القفز في الخندق المائي لن يبدو أكثر من الخطو في بركة موحله |
"Yolun kenarında bir hendek vardı ve ikisi de hendeğe yuvarlandı." | Open Subtitles | كان هناك خندقاً في جانب الطريق وكلاهما تدحرّج إليه |