Hasta kalıyor. hepatit serolojileri ve otoimmün panel talep edelim. | Open Subtitles | سيبقى، قوموا بالبحث عن مصول التهاب الكبد و المناعة الذاتية |
On yıl içinde hepatit C ve AIDS vakaları görülmeye başlandı. | Open Subtitles | خلال عشر سنوات ، كانت التهاب الكبد الوبائي والإيدز على الخريطة. |
Peki, hepatit olduğumu öğrendiğimden beri kendime bir servet birkitirme fikrini edindim. | Open Subtitles | حسناً ، إعتقدت أنها ستكون مناسبة منذ أن إكتشفت أنه لدي إلتهاب الكبد |
Sen de ona hepatit A, B ve C bulaştırmış oldun. | Open Subtitles | و لقد أعطيته لتوّك الإلتهاب الكبدي "آي" و "بي" و "سي" |
Siroz testi, 12 saat. hepatit testi, 8 saat sürer. | Open Subtitles | فحص تليف الكبد 12 ساعة قحص الكبد الوبائي 8 ساعات |
Anemisi var susuz kalmış ve muhtemelen hepatit C'si var. | Open Subtitles | ،جفاف جسمه عدّة مرات غالبا التهاب الكبد ـ ج ـ |
Ama bazı seriler vardir, AIDS, hepatit, sıtma tüberküloz, ve diğerleri Ve tedavi kılavuzluğu gibi basit olanlar. | TED | ومن ثم هنالك أمور أخرى, الايدز, التهاب الكبد, الملاريا, مرض السل, وأمراض أخرى. وأمور أبسط كتوجيهات العلاج. |
Kronik hepatit C'si bu belirtileri gösterecek kadar kötü değildi. | Open Subtitles | هل أكتب أغنية عنها؟ التهاب الكبد المزمن عنده |
Cidden, hepatit Merkezi gibiydi. | Open Subtitles | على محمل الجد ، كان عليه التهاب الكبد من الفئة الوسطى. |
hepatit ve Wilson sendromunu elediğinizi varsayıyorum. | Open Subtitles | أفترض بأنكَ استثنيتَ التهاب الكبد وداء ويلسون |
Şu hepatit aşılarını yenilesen iyi olur, kardeşim. | Open Subtitles | من الأفضل أن تجدد جرعات التهاب الكبد يا صديقي |
Karaciğer hastalıklarından birkaçı olabilir. hepatit, siroz. Büyük ihtimalle bir karaciğer rahatsızlığıdır. | Open Subtitles | كثير من أمراض الكبد , إلتهاب الكبد , تليف الكبد |
Eğer hastanın kronik bir rahatsızlığı varsa. Mesela hepatit gibi. | Open Subtitles | إذا كان المريض يعاني من مرض مزمن , مثل إلتهاب الكبد الوبائي |
hepatit ve parazitler. Şehirden bunları kaparsın. | Open Subtitles | إلتهاب الكبد و الديدان المتطفلة هذا ما تحصلين عليه من المدينة |
- Taksici kısa süre önce hepatit B aşısı olmuştu. | Open Subtitles | ... أوه تم تطعيم سائق التاكسي مؤخرا ضد الإلتهاب الكبدي |
- Taksici kısa süre önce hepatit B aşısı olmuştu. | Open Subtitles | ... أوه تم تطعيم سائق التاكسي مؤخرا ضد الإلتهاب الكبدي |
Karaciğer hücrelerinde sorun yok. hepatit A ve B aşısı olmuş. | Open Subtitles | خلايا الكبد بخير "تلقى مناعة ضد الكبد الوبائي "أ" و "ب |
Frengi, hepatit, herhangi bir şey? | Open Subtitles | الزهري، ألتهاب الكبد أي شيء؟ |
hepatit C ve kim bilir daha neler neler ciğerimde kapı pencere indiriyor. | Open Subtitles | كما أنا مصاب بالتهاب الكبد الذي ينتظر أن يقضي عليّ |
Sadece kısa süre önce hepatit B aşısı olduğu yazıyor. | Open Subtitles | ... ومضة صغيرة هنا كان قد أعطي مؤخرا لقاح لإلتهاب الكبد بي |
Hep hepatit olmak istemişimdir ama artık senden kapabilirim. | Open Subtitles | إنه يعجبني انا أيضاً لطالما أردت أن أصاي بإلتهاب الكبد الوبائي و لكن الان أستطيع فقط أن ألتقط العدوى منك |
Yeni Kan, gezegendeki hepatit V'nin kökünü kurutacak. | Open Subtitles | الدمّ الجديد سَيَستأصلُ إلتهاب كبد في مِنْ الكوكبِ. |
- hepatit B. | Open Subtitles | التهاب كبدي صنف ب |
Bir gangsterin hepatit C olduğunu saklamak bu kadar mı önemli? | Open Subtitles | هل إخفاء التهاب كبد وبائي لرجل عصابة بهذه الأهمية؟ |
Sende hepatit olabilir. - Bir şey yok mu? - Henüz yok. | Open Subtitles | قد يكون لديك الالتهاب الكبدي لا شىء بعد لا |
hepatit C'si vardı, onu politikamız içine almamız için alkol kullanmadığını beyan etti. | Open Subtitles | كان لديه إلتهاب الكبد الفيروسي "ج", و لكي يشمله التأمين, كان عليه أن يوقع على بند ينص على ألا يتعاطى الكحول |