Bence kendimi bile ikna ettim. Uzay ve oradaki cisimler Her şeye rağmen beni öldürmeyecek. | TED | أعتقد بأني حتى أنا اقنعت نفسي بأن الاحتمالات أن الفضاء والأجسام فوق لن تقتلني هي بالفعل جيدة بعد كل شيء. |
Her şeye rağmen gitmememiz iyi bir fikirdi. | Open Subtitles | يمكن أن يكون فكرة جيدة نحن لا يذهب بعيدا بعد كل شيء. |
Üstelik Her şeye rağmen Her şeye rağmen, seni yine de seviyorum. | Open Subtitles | أتعلم, بالرغم من كل شيء بالرغم من كل شيء, انا معجبة بك |
Her şeye rağmen partiyi devam ettiren elemana saygı duydum doğrusu. | Open Subtitles | علينا أحترام ذلك الشخص يبقي الأحتفال مقاماً رغم كل شيء. |
Aslında kahramanca sayılır Her şeye rağmen yürütmeye çalışmasını kastediyorum. | Open Subtitles | تعلمين, محاولته جعل هذا يعمل بغض النظر عن كل شيء. |
Sadece sen ve ben, el ele, Her şeye rağmen. | Open Subtitles | فقط أنت وأنا. يد بيد, على الرغم من كل شيء. |
İşin garibi, Her şeye rağmen gitmesini istemiyordum. | Open Subtitles | الشيئ المضحك,أنه بعد كل ذلك, كنت لا أريدها أن تذهب |
Görünüşe göre ahlaki pusulamız Her şeye rağmen bizi doğru yönlendirmiyor. | Open Subtitles | يبدو ان مقيم البوصلة الأخلاقية لم يكن مستقيماً بعد كل هذا |
Benim, bugün buraya gelme sebebim, sizleri Her şeye rağmen bağışlayıcılığıyla affeden, lütufkar ve kutsal Majesteleri'ne itaat etmeyecek olanlara korkunç bir ders yaşatmaktır. | Open Subtitles | واجبي هنا هو اظهار مثال مرعب للذين يخططون لعصيان صاحب الكرم المبجل جلالة الملك ، الذي بعد كل شيء |
Belki uyuyordur. Her şeye rağmen mafya babasının yumurtasıyım. | Open Subtitles | ربما لا ، أنا فرخ صغير في العصابة بعد كل شيء |
Peki, bunu Taş Devri'nde çözmem gerecekse Her şeye rağmen eğlenceli olabilir sanırım. | Open Subtitles | حسنًا , إذا كان لا بد أن أحل القضية في العصر الحجري أفترض أنها ستكون مثيرة للإهتمام بعد كل شيء. |
Çeviri: contaminant Görünüşe göre Her şeye rağmen evimdeyim. | Open Subtitles | حتى نجد حلاً نهائياً لذلك. يبدو أنني بالمنزل بعد كل شيء. |
Her şeye rağmen, Sayın Yargıç, benim inancım var. | Open Subtitles | أنا لدي أيمان سيادة القاضي بالرغم من كل شيء |
Bu adamı seviyorum, Her şeye rağmen. | Open Subtitles | أترون، ما زلت أحب هذا الرجل، رغم كل شيء. |
Pek çok cazibem olduğunu düşünüyordum ama Her şeye rağmen hâlimden memnunum. | Open Subtitles | شعرتُ أنّي أملك عدّة مفاتن، لكنّي بغض النظر عن ذلك أستمتع بذاتي |
Evet, isterim eğer Her şeye rağmen sevdiğini hissediyorsan. | Open Subtitles | .نعم .أريد هذا ،إذاً على الرغم من كل شيء |
Her şeye rağmen ona çok büyük bir iyilik yaptın. - Bunu gördün mü? | Open Subtitles | اذن فقد تبين انك قدمت لها خدمة بعد كل ذلك |
Görünüşe göre babasının küçük kızı Her şeye rağmen o kadar da masum değilmiş. | Open Subtitles | يبدو ان ابنة والدها الصغيرة لم تكن حلوة ولطيفة بعد كل هذا |
Haberler mükemmel, Victoria. Her şeye rağmen bir düğün olacak. | Open Subtitles | أخبار رائعة، فيكتوريا سوف يكون هناك زفاف رغم كل شئ |
Yaşadığımız Her şeye rağmen burada oğluna bir doğum günü hediyesi sarıyorsun. | Open Subtitles | رغم كل ما مررنا به، وها أنت تعد هدية من أجل ابنك |
Şimdi de diyorsun ki-- Öyleydi! Her şeye rağmen benimle dans etmek hoşuna gitti. | Open Subtitles | لقد فعل ذلك ، على أى حال إنه كان يحب الرقص معى و قد رقص معى |
Her şeye rağmen, kız kardeşlerini buldun ve kendin savaştın. | Open Subtitles | عكس كل التوقعات، عثرت على أخواتكِ وحاربتِ من أجل حياتكِ. |
Sorun değil. Her şeye rağmen, bence Jack için harika bir iş çıkartıyorsun. | Open Subtitles | لا بأس ، لما قد يعنيه هذا أعتقد أنك تقومين بعمل رائع حيال جاك |
"Her şeye rağmen çaldılar, iyi vakit geçirdiler..." | Open Subtitles | هم سرقوا رغم كلّ شيء طماعون ، فقد كان لديهم أوقاتاً جميلة |
Ama atlattığımız Her şeye rağmen, bunu başaramayacağız gibi. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}،لكن رغم كلّ ما مررنا به يبدو أنّنا عاجزين عن ذلك. |
Ve ben, o kişinin, Her şeye rağmen, benim gerçek bir dostum olmuş olmasından dolayı, kendimi şanslı görüyorum. | Open Subtitles | وأنا أعتبر نفسي محظوظة أنها كانت أحد بعد كل ما قيل وما حدث، كانت دائماً صديقتي المخلصة. |