Seni memnun etmek için her şeyi yapıyor ama sen onu eziyorsun. | Open Subtitles | هو يفعل كل شيء لارضائك وكل ما تفعلينه هو تحطيم حيويته |
Hiçbir eşleşme yok. Bu adam gizli kalmak için her şeyi yapıyor. Bir araba almak için doğru bilgiler vermesi... mümkün değil. | Open Subtitles | هذا الشخص يفعل كل شيء كي يبقى بعيد عن الأنظار مستحيل أن يمليء تقرير رصيد لشراء سيارة |
Bu adam gizli kalmak için her şeyi yapıyor. Bir araba almak için doğru bilgiler vermesi mümkün değil. | Open Subtitles | هذا الشخص يفعل كل شيء كي يبقى بعيد عن الأنظار مستحيل أن يمليء تقرير رصيد لشراء سيارة |
Beth, onun için her şeyi yapıyor. | Open Subtitles | بيث تفعل كل شئ له، تعلمون، تطبع نصوصة،،، |
Tabii, bak her şeyi yapıyor. | Open Subtitles | نعم, حسناً, أنها تفعل كل شئ |
Deneyimli pilot iç tarafı da, dış tarafı da deniyor! Bly'ı telaşlandırmak için her şeyi yapıyor. | Open Subtitles | كلا الجانبين يعمل بحرفية و هو يفعل كل ما بوسعه ليجعل بلاي عصبياً |
Yapması gereken her şeyi yapıyor muydu? | Open Subtitles | هل كان يقوم بكل ما يفترضه به أن يفعله |
Yapması gereken her şeyi yapıyor. | Open Subtitles | إنه يفعل كل شيء تريد , أوتعلم؟ |
Bu dövüşe çıkmamak için her şeyi yapıyor. | Open Subtitles | هو يفعل كل شيء ليخرج من ال قتال |
- Güzel. her şeyi yapıyor. | Open Subtitles | -هذا الجهاز يفعل كل شيء ، انظرا |
Başkan konuyla ilgili elinden gelen her şeyi yapıyor. | Open Subtitles | الرئيس يفعل كل ما بوسعه لتولي الأمر بهدوء ولإخراج الصحفيين |
Başkan Garcetti onları kurtarabilmek için elinden gelen her şeyi yapıyor. | Open Subtitles | والرئيس (غارسيتي) يقوم بكل ما يمكنه لانقاذهم |