O istese de, istemese de her dakikanın zevkini çıkaracağım. | Open Subtitles | سأقوم بالإستمتاع بكل دقيقة , سواءً أراد ذلك أم لا |
Öne oturacağım ve her dakikanın keyfini çıkaracağım. | Open Subtitles | و سأجلس في الصف الأمامي و سأستمتع بكل دقيقة فيه |
Sarah'ın düğününü planlıyoruz, her dakikanın tadını çıkarmamız gerek. | Open Subtitles | و ينبغي علينا أن نستمتع بكل دقيقة منها - ! بالطبع - |
Sadece birkaç aydır beraberler. Bizim yaşımızda her dakikanın önemi var. | Open Subtitles | عندما تكونين في مثل عمرنا، فإنّ كلّ دقيقة تهم. |
Ayrıca, bildiğiniz üzere soruşturmanın ilk 48 saatinde her dakikanın önemi vardır. | Open Subtitles | وكما تعلمين، خلال الـ48 ساعة الأولى من التحقيق، كلّ دقيقة ثمينة. |
Ellerinde girdiğim her web sitesinin ve onları izlediğim her dakikanın açık seçik kayıtları vardı. | Open Subtitles | كان لديهم اسم كل موقع وكل دقيقة قضيتها في مشاهدة هذه المواقع مسجلة لديهم بالأبيض والأسود |
her dakikanın büyük bir önemi vardı. | Open Subtitles | في موقع كل دقيقه اتهام |
Onunla olan her dakikanın keyfini çıkarı. | Open Subtitles | استمتع بكل دقيقة معه. |
Bu yüzden her dakikanın keyfini çıkarıyorum. | Open Subtitles | وسوف أستمتع بكل دقيقة منها |
Onunla olan her dakikanın keyfini çıkarı. | Open Subtitles | أستمتعي بكل دقيقة معه |
Zamana karşı yarışıyoruz ve her dakikanın önemi var. | Open Subtitles | آمل ذك، لأننا نتسابق مع الزمن وكل دقيقة محسوبة علينّا. |
her dakikanın önemi var. | Open Subtitles | كل دقيقه محسوبه |