Sizin başka bir okula daha başvurmanız için zamanınız olsun istedik ,Her ihtimale karşı . | Open Subtitles | نريد أن نترك لكم وقت للتقديم لمدرسة أخرى، تحسباً |
Sanırım bir randevum var ama Her ihtimale karşı siz burada kalın. | Open Subtitles | أظنني سأحظى بموعد لكن .. إبقيا بالجوار من باب الإحتياط |
O yüzden, Her ihtimale karşı belki de cemaate girmelisin. | Open Subtitles | ،إذًا، فقط في حال .ربما يجب عليك أن تذهب للكنيسة |
Her ihtimale karşı, temel kurallar koyalım. | Open Subtitles | للاحتياط فى هذه الحاله، يجب أن يكون عندنا بعض القواعد الإجرائية. |
Her ihtimale karşı ikisinden biri benimle uğraşır diye. | Open Subtitles | فقط للأحتياط إذا ما حاول أياً منهم العبث معي. |
Bu iğne iyi gelecektir ama Her ihtimale karşı sana bir haftalık reçete yazıyorum. | Open Subtitles | هذا العلاج سيتكفل بالأمر.. ولكن سأعطيك وصفة دواء لأسبوع .فقط للحيطة |
Üzerinde çalışıyorum. Her ihtimale karşı, bunun onu mutlu edeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا أعمل على الأمر ولكن فقط للإحتياط لا أعتقد أن هذا سيبقيها سعيده |
Ama Her ihtimale karşı ailenize olan biteni anlatmak isteyebilirsiniz. | Open Subtitles | لكن قد تريدين إخبار عائلتكِ بما يجري للإحتياط فقط |
Belki de polisin tahmin edemeyeceği bir yere gitmeliyiz, Her ihtimale karşı. | Open Subtitles | ربما علينا أن نذهب لمكان لن تفكر به الشرطة، تحسبًا للأمر |
Her ihtimale karşı bunları almak isteyebilirsin. | Open Subtitles | خذي هذا للاستخدام في حالة الضرورة. |
Biz de Her ihtimale karşı plan yapmıştık. | Open Subtitles | يجب أن نفكّر في خطّة دفاعية تحسباً للأمور |
Her ihtimale karşı, sana bir kaç uyku ilacı vereceğim. | Open Subtitles | سأعطيكِ بعض من الحبوب المنومة ، تحسباً فقط |
Her ihtimale karşı saklamamı söyledi. | Open Subtitles | و أخبرتني أن أحتفظ بها تحسباً لحدوث أي شيء. |
Bebek iyi. Her ihtimale karşı hastaneye götürdüler. | Open Subtitles | الطفل بخير، أخذوه إلى المستشفى من باب الإحتياط |
Aslında Her ihtimale karşın uçağa fazladan filanji koyduk. | Open Subtitles | تم إصلاح الفلانجي.. وسوف نضع بعض الفلانجيات على متن الطائرة من باب الإحتياط |
Her ihtimale karşı çocuklardan birini Palm Desert'a göndereyim mi? | Open Subtitles | أيجدر بأحدنا الذهاب إلى "بالم ديزرت" من باب الإحتياط ؟ |
Her ihtimale karşı bana bi çek yazmanız lazım. | Open Subtitles | فقط في حال كنت بحاجة إلى الفتيات يكتب لي شيكا يوم واحد. |
Her ihtimale karşı alerjin olabilir. | Open Subtitles | فقط في حال كنت تعاني من حساسية أو أيا كان. |
Ben Her ihtimale karşı masanı ayıracağım. | Open Subtitles | حسناً، سنبقي على مكتبك فقط في حال قررتي العودة |
Her ihtimale karşı herkesin almasını istiyoruz. | Open Subtitles | وسنتأكد من حصول الجميع على بعضها فقط للاحتياط |
Yüzyıllar boyunca, depoların bulunduğu yerler Her ihtimale karşı çeşitli şekillerde korunurlar. | Open Subtitles | ولكن خلال القرون، فالبلدات التي تستضيف المستودعات قد وضع فيها.. نوعًا من الحماية، للاحتياط |
Her ihtimale karşı diş macununa gizlice antibiyotik koyuyorum. | Open Subtitles | سأضع مضادات حيوية في معجون أسنانه للأحتياط فحسب |
Crystal haklı. Her ihtimale karşı operasyonu kontrol altında tutmalıyız. | Open Subtitles | (كريستال) على حق، يجب أن نُبقي السيطرة على العملية للأحتياط. |
Fargo, Her ihtimale karşı takımını GD'ye götür. | Open Subtitles | فارجو خذ رفاقك الى غلوبال فقط للحيطة |
- Geri çekilin en iyisi. Ne olur ne olmaz. - Evet, Her ihtimale karşı tabii. | Open Subtitles | يجب عليكم جميعا التراجع فقط للحيطة |
Muhtemelen her şey yoluna girecektir ama Her ihtimale karşın sığınağa gideceğine bana söz vermeni istiyorum. | Open Subtitles | كل شيء ربما سيكون بخير لكن عديني أنكِ ستزلين إلى قبو العواصف فقط للإحتياط |
O hâlde güvence olarak yanımda birini götürmeliyim Her ihtimale karşı. | Open Subtitles | بهذهِ الحالة عليّ أن آخذ أحد كضمانة، للإحتياط فقط. |
Her ihtimale karşın hazırlıklı olmalıyız. | Open Subtitles | كما تعرفون، أننا بحاجة أن نستعد بشكل أفضل، فقط تحسبًا لأيّ أمور. |
Her ihtimale karşı. | Open Subtitles | في حالة الضرورة |