Benim yanımdaki adam son derece hoş bir beyefendiydi ve kendini Bay Herbert Levine olarak tanıttı. | TED | كان الرجل الذي بجانبي لطيفًا للغاية، وقدم نفسه كالسيد هيربت ليفين. |
O esnada Herbert Love'ın kampanya yöneticisi bu konuşmaya şahit olmuştu. | Open Subtitles | وكما أتضح، تبادل الشتائم هذه شهدها قائد حملة هيربت لوف |
Böylece Maeby, hâlâ üyesi olduğu kulüpte Herbert ile buluşması için annesini ikna etti. | Open Subtitles | وهكذا كيف كانت مايبي قادرة على جعل والدتها تقابل هيربت في النادي الذي كانت لاتزال مايبي عضوة فيه |
Çoğu yıldızlararası bilim kurguların aksine Herbert'in insanları hiçbir bilgisayar olmadan yıldızları ele geçiriyorlar. | TED | على خلاف أغلب قصص الخيال العلمي بين النجميّة، فإن أشخاص هربرت غزوا النجوم دونما أية حواسيب. |
Ayrıca Herbert'in inşa ettiği dünya, zengin felsefe ağı ve din ağı içeriyor. | TED | وينطوي بناءُ عالم هربرت أيضًا على شبكة غنية من الفلسفة والدين. |
Tüm bu grupların, kitabın metnine yayılan derin tarihi var. Herbert ayrıca kitaba ölçek duygusunu da dahil ediyor. | TED | كل هذه الفصائل ذات جذور ضاربة تتناثر في نص القصة، كما يدمج هربرت ذلك الكم من المشاعر في البناء القصصي |
Önümüzdeki 30 dakika içinde yenilmez Herbert Stempel'ın... yenilip yenilemeyeceğini göreceğiz. | Open Subtitles | لذلك سنرى بعد 30 دقيقة هل سيتعثّر (هيربت ستمبل) المنطلق ؟ |
Başkan Yardımcısı George Herbert Walker Bush yemekhanede bir konuşma yapmak için okulumuza geliyor. | Open Subtitles | ذلك صحيح، نائب الرئيس "جورج هيربت ولكر بوش" قادم إلى مدرستنا هذا الأسبوع في مجلس نواب في الكافتيرياً |
Herbert'ı öldürmene izin vermememin nedeni bu. | Open Subtitles | لهذا السبب لا استطيع ترك هيربت يقتل |
Takip eden günlerde Maeby annesinin bilmeden verdiği hizmetlerine karşılık Herbert Love'dan para sızdırıyordu. | Open Subtitles | خلال الأيام التالية، مايبي كانت قادرة على الحصول على المال بشكلٍ سري من هيربت لوف على خدمة جعلت والدتها تقدمها بدون علمها |
Sonrasında Herbert Love geri dönmedi ama Perfecto döndü. | Open Subtitles | -هيربت لوف، هيربت لوف، هيربت لوف -ولاحقاً بعد عدم عودة هيربت لوف |
Hm! Yine de, bu turdan sonra, Herbert'la daha az vakit harcadı. | Open Subtitles | بالرغم من ذلك، بعد ظهوره هذا (بدأ يقضي وقتاً أقل مع (هيربت |
Yedi çiftliğe ihtyacımız var Jackson çiftliği Herbert çiftliği ve Richmond çiftliği dahil olarak. | Open Subtitles | نحتاجاليسبعةمزارع, تتضمن مزرعة (جاكسون), مزرعة (هيربت), ومزرعة (ريتشموند). ونحتاجلنصفمنجمالملح. |
Herbert, renkli kağıt getir. | Open Subtitles | هربرت ، أحضر إثنى عشر من اللوحات الملونة |
Sadece deve birlikleri ilerleyecek. Siz, Sör Herbert, idare sizde olacak. | Open Subtitles | فيلق الابل فقط مستعدا انت سير هربرت ستقود |
İleri gitme, Herbert. Geri döneceksin. | Open Subtitles | لم تتقدم إلى الأمام هربرت بل أنت تعود إلى الخلف |
Tabi ki. Dürüst olmak gerekirse, Herbert, daha önce araba kullanmamış gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | طبعاً , بصراحة هربرت أنت تتصرف وكأنك لم تكن في سيارة مسبقاً |
Eminim Herbert'la iyi olacak. | Open Subtitles | أنا متأكدة من أن كل شيء سيكون على مايرام مع هربرت |
Herbert! Polise gitmelisin. Şimdi sen gitmezsen, ben gideceğim. | Open Subtitles | هربرت عليك إحضار الشرطة إلى هنا وإذا لم تفعل الآن سأفعل أنا |
Herbert böyle diyor, çünkü ben muhtemelen hamile olacakmışım. | Open Subtitles | فانه سيكون عليّ أن أستأجر امرأة للتنظيف كما قال لي هربرت لأنه سيكون لدي طفل في حينها |