Bilmeni istiyorum ki, ne yaparsan yap, ...sen de herkes gibi öleceksin. | Open Subtitles | أريدك فقط أن تعرف أنك .. مهما فعلت سوف تموت مثل الجميع |
Yarın herkes gibi başlangıç çizgisine kimin varacağını izleyip öğrensin. | Open Subtitles | أخبريهِ أنّهُ سيعرفُ في . وقتِ السباق مثلهُ مثل الجميع |
Şu anda o masada oturan üç üyeden birisiyim -- farklı olduğum için değil, fakat sesime önem verildiği için, diğer herkes gibi. | TED | وحاليّاً أنا واحدةٌ من الأعضاء الثلاث من الجمهور والذين لديهم مقعدٌ على طاولة النقاشات ليس لأنّني مختلفة، بل لأنّ صوتي يحتسب، مثل الجميع. |
Ah, ona kapılmıştım ondan büyülenmiştim, herkes gibi. | Open Subtitles | كنت مخدوعاً فيها منبهر بجمالها , كالجميع |
Her şeyden fazla, seni sevmiştim, bana herkes gibi ihanet ettin. | Open Subtitles | لقد أحببتك أكثر من أي شيء آخر وقمت بخيانتي مثل الآخرين |
İnsan, çocukken, herkes gibi aptal olmayacağını, mükemmel bir insan olacağını düşünür. | Open Subtitles | عندما تكون طفلا فأنت تعتقد أنك ستكون شيئاً عظيما عندما تكبر بدلاً من أن تكون شخصاً مهمش كالآخرين |
Yüzünü düzelt, bir duş al ve herkes gibi aşağıda kahvaltını yap. | Open Subtitles | اصلحي وجهك وخذي حمامك وانزلي لتناول افطارك مثل الجميع |
Sende herkes gibi anlaştığın kadarını alacaksın | Open Subtitles | ستحصلان على ما هو منصوص علية فى العقد مثل الجميع ولكن الجميع يحصل على نصيب أكثر مننا |
Sen de herkes gibi koruma için ödüyorsun. | Open Subtitles | ، أنت تدفع مقابل الحماية تماماّّ مثل الجميع |
Almak istiyorsan, karşılığını ödemek zorundasın, herkes gibi. | Open Subtitles | تريد البقاء ، عليك أن تدفع ثمنها مثلك مثل الجميع |
Uçamıyorum, bildiğin gibi. herkes gibi metroyla geldim. | Open Subtitles | أنا لا أطير كما تعلم، أستقل مترو الأنفاق مثل الجميع |
Bak, benim de herkes gibi iyi ve kötü günlerim var. | Open Subtitles | اسمع، أنا لدى أيام جميلة وأخرى سيئة مثل الجميع |
Ah, ona kapılmıştım ondan büyülenmiştim, herkes gibi. | Open Subtitles | كنت مخدوعاً فيها منبهر بجمالها , كالجميع |
Ama herkes gibi ben de kısmen büyüdüm sayılır, anneme teşekkür ederim. | Open Subtitles | و لكننى كالجميع نشأت فى عائلة كبيرة بفضل أمى |
Kalk ve koş koç. Sen de herkes gibi kusacaksın. | Open Subtitles | أنهض ثم أجري ، أيها المُدرب لأنك ستتقيئ مثل الآخرين |
Olanları bir erkek gibi kabullenip, sana da diğer herkes gibi davranacağı gün gelecektir. | Open Subtitles | كما تعرفين، تظنينه سيكون رجلا بما فيه الكفاية ليتقبل الأمر ويعاملك كالآخرين |
Son dakikada geldi, ama diğer herkes gibi muamele gördü. | Open Subtitles | كان تبديلاً في أخر الدقائق لكنها أكملتّ اجراءات الدخول كالبقية |
İnşallah, kendi iyiliği için, diğer herkes gibi evini kapatmıştır. | Open Subtitles | أتمنى من أجله, أن يكون قد أغلق منزله مثل البقية |
herkes gibi vitamin ve hap istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُ الفيتاميناتَ والحبوبَ مثل الآخرون |
Ama Rosie de herkes gibi etten kemikten biri... üstelik evli falan da değiliz veya bir evi paylaşmıyoruz... | Open Subtitles | لكن روزي مثل كل شخص آخر وهو ليست مثل نحن تزوجنا، أو كان عنده بيت وكل. |
Şunu söylerdim, diğer herkes gibi bir Amerikanım ve ben bir vatandaşım. | TED | سوف أقول أنني مواطن أمريكي تمامًا كأي شخص آخر. |
Hiçbir şey ödemediler. Zaten finansal sıkıntı içindeydiler hazırda paraları yoktu, buradaki diğer herkes gibi. | Open Subtitles | لم يدفعوا شيئاً، لأنهم لم يكن معهم سيولة حالهم كحال الجميع هنا |
Alman subayları da herkes gibi cinayet işleyebilir. | Open Subtitles | اٍن الضباط الألمان يمكنهم ارتكاب الجرائم مثل أى شخص آخر |
Sadece, herkes gibi polise başvurmak zorundasın. | Open Subtitles | عليك فقط أن تقيد اسمك عند الشرطة كما يفعل الجميع |
herkes gibi Flaubert ya da Proust okuyabilirsin ama bu hiçbir şeyi değiştirmez. | Open Subtitles | مثل أي شخص آخر ولكن لا فرق أنت تستطيعين قراءة فلوبير و بروست |
Ben de herkes gibi köşeden izleyeceğim. | Open Subtitles | شخصه تعمل عروضا في السيرك لقد كنت أرى من تحت المنصه كأي أحد آخر |
O halde neden herkes gibi, Dominikli o masör kıza gitmiyorsun be adam? ! | Open Subtitles | إذاً لماذا لا تذهب إلى فتاة دومينيكـانية لتقوم بتدليكك مثل كل الناس العاديين؟ |