Demem o ki, herkesin iyiliği için görevini sona erdirmek zorundasın. | Open Subtitles | , أنا اخبرك ِ , لمصلحة الجميع يجب أن تتنحي جانبا |
Ama herkesin iyiliği için ilişkilerimizi kurtarayım diye gelmek istedim. | Open Subtitles | لكني جئت لأني أردت إنقاذ علاقتنا لمصلحة الجميع |
herkesin iyiliği için,lütfen bana neler olduğunu anlatır mısın? | Open Subtitles | من أجل مصلحة الجميع هلا أخبرتني من فضلك ما حدث؟ |
Fakat bu herkesin iyiliği için. | Open Subtitles | ولكن هذا في صالح الجميع |
Bu noktada, herkesin iyiliği için, gizliliği sağlamak önemli. | Open Subtitles | في هذه المرحلة، لسلامة الجميع من المهم عدم كشف الهوية |
Bazen herkesin iyiliği için yapmamız gerekeni... yapmak zorunda kalırız. | Open Subtitles | أحيانا نفعل ما يجب فعله لمصلحة الجميع |
herkesin iyiliği için , Başladığım işi tamamlamak zorunda. | Open Subtitles | يجب أن أكمل ما بدأته لمصلحة الجميع |
- Oğlum, bence bir süreliğine herkesin iyiliği için göz önünden ayrılsan iyi olacak. | Open Subtitles | -بني , اعتقد بأنني و لمصلحة الجميع أن تقوم |
herkesin iyiliği için bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | يتعين علينا فعل شيء، لمصلحة الجميع. |
herkesin iyiliği için ilkini seçmenizi diliyorum. | Open Subtitles | "صدقًا آمل أن تحتذوا الخيار الأوّل لمصلحة الجميع" |
Ben herkesin iyiliği için konuşuyorum. | Open Subtitles | أنا أتحدث لمصلحة الجميع |
Kendimi engelleyemedim. herkesin iyiliği için... | Open Subtitles | لم أستطع إيقاف نفسي من أجل مصلحة الجميع .. |
Sadece benim değil herkesin iyiliği için ondan bir adım önde olmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أسبقها بخطوة دائماً، ليس من أجل مصلحتي فقط بل من أجل مصلحة الجميع. |
Ne yapıyorsam, herkesin iyiliği için yapıyorum. | Open Subtitles | ما أفعله هو في صالح الجميع |
Ama herkesin iyiliği için onu kilit altında tutun. | Open Subtitles | لكن ابقيا على قيده لسلامة الجميع |
herkesin iyiliği için emekliye ayrılmanın iyi olacağını düşünüyoruz. | Open Subtitles | ونظن بأنه من مصلحة الجميع اذا انتقلت للرئاسة الفخرية |
Benimle çalışmanı istiyorum birlikte yan yana, herkesin iyiliği için. | Open Subtitles | أريدك أن تعمل مَعيّ نَعمل سوياً. جانباً إلي جانب, من أجل مَنفعة الجَميع. |
Eve geri getirilmeli ve herkesin iyiliği için cezalandırılmalılar. | Open Subtitles | يجب أن نعيدهما للديار ويجب أن يعاقبا من أجلنا جميعًا |
herkesin iyiliği için, bazı soruların cevapsız kalması daha iyidir. | Open Subtitles | بعض الاسئلة من الافضل ان تُترك بدون اجابة من أجل الجميع |
herkesin iyiliği için, Bennet's Haydutları yok edilmeli. | Open Subtitles | بينيت من أجل الخير "اعددت خطة ذكيه, "سورينغو |
Bir organizasyonun devam edebilmesinin tek şansı üyelerinin kişisel tercihlerini herkesin iyiliği için bir kenara bırakmalarıdır. | Open Subtitles | تصمد الجمعية لأن أعضائها على استعداد للتضحية بخيارات شخصية، لصالح الجميع. |
Birisi, herkesin iyiliği için zor bir karar vermeli. | Open Subtitles | و الأمر يصبح أسوأ على أحد أن يقوم بالاختيار من أجل الصالح العام |