Herschel'in deneyinde renk ve ısı arasındaki ilişki test ediliyordu. | Open Subtitles | في تجربة هيرشل العلاقة بين اللون و درجة الحرارة اُختُبِرَت |
John Herschel, Güney yarımküredeki yıldızları haritaladı ve boş zamanında da fotoğrafın diğer mucidi oldu. | TED | جون هيرشل قام بتعيين النجوم من النصف الجنوبي للكرة الأرضي، كما شارك في وقت فراغه في اختراع التصوير الفوتوغرافي. |
William Herschel ışığın bazı renklerinin diğerlerine göre daha fazla ısı taşıyıp taşımadığını sordu. | Open Subtitles | سأل وليام هيرشل ماإذا كانت بعض ألوان الضوء تحمل حرارة أكثر من غيرها |
Herschel'in tayfın dışına yerleştirdiği termometre onun kontrolüydü. | Open Subtitles | ميزان الحرارة الذي وضعه هيرشل خارج الطيف كان تحكمه |
Herschel, tayfın kırmızı ucunun hemen altında gizlenen bu görünmez oluşumu fark eden ilk kişiydi. | Open Subtitles | كان هيرشل أول من استكشف هذا الحضور الخفي الكامن تماما تحت النهاية الحمراء في طيف الضوء |
William Herschel İngiltere'deki evinin salonunda kızılötesi ışığı keşfetmek üzereyken Joseph Fraunhofer adlı bir genç umutsuz bir angaryayla boğuşmaktaydı. | Open Subtitles | في نفس الوقت الذي كان فيه وليام هيرشل يستكشف الضوء دون الأحمر في مؤسسته في إنكلترا فتى صغير اسمه جوزيف فراونهوفر |
Örneğin, kızılötesi ışık yani William Herschel'ın keşfettiği tür. | Open Subtitles | على سبيل المثال الضوء تحت الأحمر النوع الذي اكتشفه وليام هيرشل |
Bu devrimin büyük kısmının izi, 1812 yılında Cambridge Üniversitesinde buluşan dört adama kadar sürülebilir: Charles Babbage, John Herschel, Richard Jones ve William Whewell. | TED | الكم الكثير من هذه الثورة العلمية يُمكن أن يُعزى الى أربعة رجال الذين التقوا في جامعة كامبردج عام 1812. وهم: تشارلز بابيج وجون هيرشل وريتشارد جونز ووويليام ويول. |
Herschel de, Güney Afrika kıyılarında gelgit gözlemleri yaparak yardımcı oldu ve Whewell'e yakındığına göre, şiddetli ve yüksek bir gelgitte rıhtımdan düşmüştü. | TED | ساهم هيرشل عن طريق جعل ملاحظات المد والجزر قبالة سواحل جنوب افريقيا، و لأنه اشتكى لويول، فقد تم القاؤه قبالة الميناء أثناء موجة مد عنيفة لتسببه بالمتاعب. |
William Herschel gibi astronomistler daha gelişmiş teleskoplar yaptıkça Güneş'imizin, Samanyolu'ndaki birçok yıldızdan biri olduğu ortaya çıktı. | TED | و كعلماء الفلك مثل ويليام هيرشل الذين تمكنوا من إستخدام تلسكوبات أكثر تقدما، أصبح من الواضح لدينا أن الشمس في الواقع ليست سوى واحدة من النجوم العديدة في درب التبانة. |
Yörünge, Lagrange noktasının ötesinde seyredecek böylece Herschel'e çarpmaz. | Open Subtitles | المسار سوف يأخذ الصاروخ وراء نقطة "لاجرينج" حتى لا يصطدم بتلسكوب "هيرشل" الفضائي |
Herschel'le evlenmeyi kabul etmeseydin ailen ne yapardı? | Open Subtitles | ماذا ستفعل عائلتك إن لم تتزوجي " هيرشل " ؟ |
Charles Darwin için Herschel'in kitaplarından birini okumak öyle önemli bir andı ki, sonra şöyle dedi, "Hayatımda hemen hemen hiçbir şey bende bu denli etki bırakmamıştı. | TED | كانت قراءة كتاب واحد من كتب هيرشل بمثابة لحظة فاصلة في حياة تشارلز داروين إلى الحد الذي جعله يقول فيما بعد." نادرا ما جعلني شيء في حياتي أشعر بهذا التأثير العميق عليّ. |
Herschel'in dünyayı kurtarmak istemesi, kendi seçimiydi. | Open Subtitles | اذا ( هيرشل ) يريد ان ينقذ العالم هذا خياره |
Pekala,bak buraya, Herschel. | Open Subtitles | حسناً .. انظر هنا هيرشل |
Herschel zaten dışarıdaydı. Herschel'in nasıl olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | . (هيرشل) قد خرج - .. أنتَ تعرف (هيرشل) جيداً - |
Herschel ne yapacağını bilemedi. | Open Subtitles | أجل معرفة عمل " هيرشل " لم يعلم بها |
Seni Herschel hakkında sıkıştırdığım için özür dilerim. | Open Subtitles | آسفةعلىمضايقتكبشأن"هيرشل " |
Herschel Hoffman. | Open Subtitles | " هيرشل هوفمان " |
Herschel, sakin ol. | Open Subtitles | . (هيرشل) , تريث قليلاً |