Kendimi onun ofisine kilitledim ama ne kadar vaktim kaldı, hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا متحصن فى مكتبه لكن لا أعرف كم بقى لى من الوقت |
Senden nasıl kuşkulandım hiç bilmiyorum. Ben çok kötü bir arkadaşım. Özür dilerim. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كيف شككت بك ، انا صديق سئ ، أنا آسف |
- Evet Molly'yi kaçırdı ve ne yapacak şimdi hiç bilmiyorum | Open Subtitles | لقد فجر منزلي و أخذ مولي لا أعرف ما سيفعله بعدها |
Gelmeyeceğini anlamadan önce parkın etrafında ne kadar tur attım hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم كم مشيت حول المتنزه قبل أن أدرك بأنه لن يأتي |
O da profesyonel değilse artık, ben neyim hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | إن لم يكن هو مُحترفاً، إذاً لا أدري من أكون أنا. |
Bir dakika sevgililer ekibi diye bir şey yok ki. Neden cezalandırıldım hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | لا يوجد مجموعة حب لا اعلم لماذا انا معاقب |
- Biraz öyle. - Oraya gitmek güvenli mi hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | إنّها قليلًا، لا أعرف إن كان من الآمن الذهاب إلى هناك. |
Bu adam kim hiç bilmiyorum ama, parası olduğu kesin. | Open Subtitles | أنا لا أعرف هذا الرجل ، ولكن لابد أنه مسلح |
Neler olduğunu hiç bilmiyorum. Adamın tekini gözümün önünde vurdular. | Open Subtitles | لا أعرف ماذا يجري لقد أطلقوا النار على رجل أمامي |
Çocuklarım arasında bir sorun çıksa, ben olsam ne yaparım hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | أي شي قد يحدث لأحد ان ابنائي لا أعرف ما الذي سأفعله |
- Biraz öyle. - Oraya gitmek güvenli mi hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | إنّها قليلًا، لا أعرف إن كان من الآمن الذهاب إلى هناك. |
Onun için yapabileceğim bir şey var mı hiç bilmiyorum. Bu arada, bu arama sana servete mal olacak. | Open Subtitles | أعني لا أعرف ما الذي يمكنني فعله له، في هذه الأثناء، هذه المكالمة تكلفكِ ثروة. |
- O zaman umursamalarını sağla. Yoksa bundan sonra ne olur hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | حسنٌ، عليك أن تجعلهم يهتموا أو لا أعلم ما الذي سيحدث في المستقبل. |
- Tamam, bu hamilelik hormonları sana ne yapıyor hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | حسناً . أنا لا أعلم ما تفعله هرمونات الحمل تلك لك |
Nerede olduğunu hiç bilmiyorum. Çok büyük bir sorun. | Open Subtitles | لا أعلم أين هو ، ولا ماذا يفعل إنهمزعججداً. |
Yazacak ne kaldıysa, hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | سمع عما حدث ماذا تبقي لكي يكتب عنه ؟ لا أدري |
Patrick'in bacağı o haldeyken nasıl olacak hiç bilmiyorum ama benim sonunda şükran duyacağım bir şeyim var. | Open Subtitles | لا اعلم كيف سيكون الاحتفال و رجل باتريك هكذا و لكنني اخيراً لدي شيء سأكون شاكرا من أجله |
İsmini duyuyorum anne. Kim olduğunu hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا أسمع الأسم يا أمي, أنا ليس لدي أي فكرة من تلك |
Ne olduğunu hiç bilmiyorum ama kesinlikle gitmem gerek. | Open Subtitles | ليس لدي أدنى فكرة عن مهاية هذه الشيء لكني أرغب بالذهاب بشدة |
Ne yapılması gerektiğini, işlemlerin nasıl yürütüleceğini, hangi hazırlıkların yapılacağını hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | أجهل ماذا يجب أن أفعل في الاجراءات والترتيبات وما إلى ذلك. |
— hiç bilmiyorum ki, ahbap. Hadi ama, pirinç toplayıcısı! | Open Subtitles | ــ لا فكرة لديّ يا رجل ــ هيّا، يا آكل الأرز |
hiç bilmiyorum. Herhalde patron karısı gibidir. | Open Subtitles | ليس لدي فكرة ، زوجة رئيس ، من هذا النوع ، اعتقد؟ |
Bir hayranım olduğu için gururum okşandı ama kim olduğunu hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | ،أشعر بالإطراء لحصولي على معجب لكن لا أملك أدنى فكرة عمن يمكن أن يكون |
Ama beşinci İşareti bulsam bile altıncıyı nasıl bulacağımı hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا اعلم لكن حتى لو عثرت على الخامسة ليس لديّ أدنى فكرة عن كيفية العثور على السادسة |
Gerçek şu ki Molly'ye ne olduğunu hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | الحقيقة هي أنني ليس لديّ فكرة عمّا يحدث لمولي |
Tatlım, ne giyeceksin hiç bilmiyorum. Burası sanki rahibe gardırobu gibi. | Open Subtitles | لا أعرفُ مال الذي سترتدينه يا عزيزتي إنه مثل دولاب الراهبة |
Üzgünüm. Asansörde ne konuşulur hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | آسف ، أنا لا أَعْرفُ ما يُقال داخل المصاعد |
Kim oluğunu, neye benzediğini.... ...hiç bilmiyorum... | Open Subtitles | ولا أعرف من هو, كيف شكله ولا أعرف حتى اسمه |