hiç duymamış. O, arabalar hakkında her şeyi bilir. | Open Subtitles | لم تسمع عنه أبداً وهي تعرف كل شيء عن السيارات |
Ve sonra şaşırmış gibi yapmak, sanki hiç duymamış gibi. | Open Subtitles | وبعد هذا يجب أن تدعي المفاجأة كأنك لم تسمع هذا من قبل |
- Collins'i hiç duymamış. | Open Subtitles | تقول أنها لم تسمع عن كولينز قط فى حياتها |
İşte size Öklit'in paralel postülatını hiç duymamış iki yaratık -- postülata karşı gelmenin imkansız olduğunu bilmiyorlardı, sadece karşı geliyorlardı. | TED | هنا مخلوقان لم يسمعوا قط بمسلمات اقليدس الموازية لم يعرفوا أنه مستحيل إنتهاكها، وهم ببساطة يحققانها. |
Gaspçı herif Truman Capote'yi hiç duymamış. | Open Subtitles | السارق لم يسمع أبدا بترومان كابوت |
İnanabiliyor musunuz, burada çalışmaya başlamadan önce bunu hiç duymamış? | Open Subtitles | أتصدقين أنه لم يسمع عن هذا قبل أن يعمل هنا؟ |
Lin Wen diye birini hiç duymamış. | Open Subtitles | هو لم يسمع من قبل بـ لين وين |
Bunu hiç duymamış gibi yapacağım. | Open Subtitles | سأتظاهر أنني لم أسمع ذلك |
- Alaska'daki çalıştığı Petrol şirketi onun adını da hiç duymamış. | Open Subtitles | شركة النفط التي كان يفترض أنه يعمل لصالحها في ألاسكا لم تسمع به قط كذلك |
Ne tuhaftır ki, oda arkadaşınız Ian Keyes'i hiç duymamış. Evet, aslında... onunla her şeyi paylaşmam. | Open Subtitles | غريب أنها لم تسمع عن شريكك في الجامعة إيان كيز أنا لا أشاركها بكل شيء |
Komşun atıştan sonra parmaklıklı kapının çarpmasını hiç duymamış. | Open Subtitles | قالت جارتك انها لم تسمع صيحة اغلاق الباب بعد اطلاق النيران |
O ismi hayatında hiç duymamış. April'i mi aradın? | Open Subtitles | قالت إنها لم تسمع بالاسم قمت بالاتصال بأبريل ؟ |
..bu sizin kafanızı karıştıracak, çünkü böyle bir şeyi daha önce hiç duymamış olacaksınız. | Open Subtitles | و سترتبك لأنك لم تسمع شيئاً كهذا من قبل |
Onu hiç duymamış olmana inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنك لم تسمع عنه من قبل |
Bizi hiç duymamış olabilirsin. | Open Subtitles | ربما لم تسمع عن وحدتنا هذه من قبل |
Ama o bilmiyor. Daha önce hiç duymamış. | Open Subtitles | ولكنه لم يكُن يعرف "أنت لم تسمع قط عن "بيتر فرامتون |
Bunu önceden hiç duymamış gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | وكأنك لم تسمع تلك القصة من قبل؟ |
Ülkenin yarısı "Watergate" kelimesini daha önce hiç duymamış. | Open Subtitles | نصف المواطنين لم يسمعوا من قبل كلمة ووترجيت |
Ailelerimizin yüzde altmış üçü vergi iadesini hiç duymamış. | TED | 63% من أُسرنا لم يسمعوا أبداً عن الـ EITC |
Augusto'ya nereye gittiğimi söyledim, nasıl olduysa Bryn Mawr'ı hiç duymamış. | Open Subtitles | 40. أخبرت أوقستو إلى أين سأذهب إنه لم يسمع أبدا ب(برين مور) |
Kapp'i hiç duymamış. Collins'in gemi arkadaşları da. | Open Subtitles | لم يسمع عن كاب قط وأيضا لم يسمع به أى من زملاء كولينز |
Bunu hiç duymamış olayım. | Open Subtitles | أنا سعيد أنني لم أسمع ذلك |