- Evet, bunu hiç söylemedim. - Ama düşünmüş olabilirsin. | Open Subtitles | لم أقل ذلك هذا لا يعني انك لا تعتقدين ذلك |
Tamam bunu daha önce hiç söylemedim ama biraz daha basit anlatır mısın? | Open Subtitles | حسناً، لم أقل هذا من قبل، أيمكن أن يكون كلامك أبسط قليلاً ؟ |
Size onun kardeşi olduğunu.. hiç söylemedim. Ama siz ona adıyla hitap ettiniz. | Open Subtitles | أنا لم اقل لك بأنه كان أخاه لكنك دعوته باسمه |
Pardon ama soyadımın Hughes olduğunu size hiç söylemedim Bayan Garrett. | Open Subtitles | ولكني لم أخبرك أن هيوز هو اسمي الأخير يا سيدة غاريت |
Ölüm belgelerini imzaladığımı annene hiç söylemedim. | Open Subtitles | لم أخبر والدتكِ أنني وقعت على أوراق الإعدام |
Duyguların incinmesin diye... bunu hiç söylemedim, ama okuduğum en b.ktan kitaptı. | Open Subtitles | انا لم اخبرك بذلك كى لا اجرح مشاعرك كان اقذر كتاب حاولت قرائته |
Bunu sana hiç söylemedim ama üniversitede 1-2 kere sarhoş olup, erkeklerin takıldığı barlara gitmişliğim ve sabah yatağımda bir kadınla uyanmışlığım var. | Open Subtitles | أنا لم أقل لك هذا أبدا و لكن كان لي علاقة بواحدة أو إثنتين أيام الجامعة عندما أكون سكران أذهب إلى البار |
- O iyi biri, Annie. - Onun öyle oladığını hiç söylemedim ki. -Hissettiğim yoldan dönemem. | Open Subtitles | إنه رجل جيد، آني لم أقل أنه ليس كذلك أنا فقط لا أَستطيعُ تَغيير مشاعري |
- Senden hoşlandığımı hiç söylemedim. - Benimle yemeğe gel. | Open Subtitles | .لم أقل أبداً أنني معجبة بك- .تعالي إلى العشاء معي- |
Sınıfı geçtiğimi hiç söylemedim, değil mi? | Open Subtitles | توني : أنا لم أقل لك أني نجحت في الامتحان جيبز : |
Bunu hiç söylemedim, Vince. | Open Subtitles | لم أقل أبداً هذا الكلام، ما الذي أوحى لك هذا؟ |
Şimdi fark ettim ki Nate'e olanlardan dolayı gerçekten üzgün olduğumu hiç söylemedim. | Open Subtitles | ادركت بأنه لم اقل لك بأني آسف لما حدث لنايت |
Ayrıca ondan hoşlandığımı ona hiç söylemedim. | Open Subtitles | ولأكون عادلة، لم اقل له مطلقا بأنني معجبة به |
Sana bunu hiç söylemedim, ama annemin ciddi bir kumar sorunu vardı. | Open Subtitles | لم أخبرك بهذا من قبل لكن كانت لأمي مشكلة كبيرة في المقامرة |
Seni sevdim ama sana hiç söylemedim, çünkü biz hiç konuşmadık. | Open Subtitles | لقد أحببتك ولكننى لم أخبرك أبدا لأننا لم نتحدث من قبل |
Hepimize ihanet eden birine güvendiğim için ne kadar üzgün olduğumu hiç söylemedim. | Open Subtitles | لم أخبر هارفي عن مدى أسفي بسبب ثقتي بشخص خننا جميعا ً |
Hayır, bilemezsin çünkü bunu sana hiç söylemedim. | Open Subtitles | لا ، انت لا تعرف لأنى لم اخبرك يوماً لماذا ؟ |
Kendisi ile tanışmadan önce kocama bir bebek doğurduğumu hiç söylemedim. | Open Subtitles | انا لم اخبر زوجي أبداً, أنني أنجبت طفلاً قبل أن نتقابل. |
Rory'yi seviyorum ve ona bunu hiç söylemedim, simdi ise o öldü. | Open Subtitles | أن أحب روري, لكني لم أخبره قط. و الآن لقد ذهب |
Bunun bir terapi olduğunu hiç söylemedim. Ve asla, katiyen bunun her derde deva olduğunu falan da söylemedim. | Open Subtitles | لم أقل أنه طب نفسى ولم أقل أبداّ أنه يوجد علاج |
Daha yapmam gereken çok şey var. Şehirde bir kız var, Ona karşı hislerimi hiç söylemedim. | Open Subtitles | توجد هذه الفتاة في البلدة، لم أخبرها بما أشعر قطّ |
Biliyor musun, sana daha önce hiç söylemedim ama bazen sabah gazetesini almak için eğildiğimde Bree Van de Kamp'ı beni süzerken yakalıyorum. | Open Subtitles | هل تعلمين أنني لم أخبركِ بهذا ؟ بعض الأحيان عندما أنحني لإلتقاط جريدة الصباح أرى (بري فان دي كامب) تحدقّ بي |
Sana hiç söylemedim ben de benzer durumdaydım. | Open Subtitles | .. وأنا لم أخبرك أبداً .. أنني كنت نفس الشئ |