O da hiçbir şey yapmamış. Bu karışık bir konu, Crosby. | Open Subtitles | و هي لم تفعل شيء |
Polis hiçbir şey yapmamış. | Open Subtitles | الشرطة لم تفعل شيء. |
O hiçbir şey yapmamış. Çocuk acemi ama cesur. | Open Subtitles | هو لم يفعل شيئاً شاب صغير لكنه يتحلى بالشجاعه |
Annesi ve üvey babası, kızı aç bırakıp öldürene kadar dövdüğünde hiçbir şey yapmamış. | Open Subtitles | جلس و لم يفعل شيئاً, بينما أمها و زوجها جوعوها و ضربوها حتى ماتت. |
Bu çocukları çürütüyorsun şimdi de hiç kimseye hiçbir şey yapmamış bu çocuğa suçlamada bulunuyorsun. | Open Subtitles | تترك هؤلاء الأطفال يفسدون والآن ستحاول أن تتجنى على هذا الفتى الذي لم يفعل شيئاً قط لأحد؟ |
Ey iyi tarafı ise bölge polisi, o kadar utanmış ki... hiçbir şey yapmamış. | Open Subtitles | أفضل جزء حول هذا ... شرطى الولاية الملعون كان مُحرج للغاية و لم يفعل شيئاً |