Onlar; programcı, bir sonraki Hillary Clinton ya da Beyonce olacaklar. Hayallerini ertelemeyecekler. | TED | وسواء أصبحن مبرمجات أو هيلاري كلينتون التالية أو بيونسيه، فإنهن لن يأجلن أحلامهن. |
Hillary Clinton kalkıp gelse ve aynı konuşmayı yapsa tek bir Cumhuriyetçi vekil onu ayakta alkışlamazdı. | TED | لو كانت هيلاري كلينتون هي من ألقت الحديث فلم يكن ليصفق لها أحدا من الجمهوريين. |
Amigo olmayı, Hillary Clinton'ın başkan olmayı istemesinden daha fazla isteyen sensin. | Open Subtitles | انتي كنتي تريدين ان تكوني مشجعه اكثر من هيلاري كلينتون تريد ان تكون رئيسة |
Hillary Clinton'la Kim Jong-Un'u ayırıp duruyorum. | Open Subtitles | ويجب ان افصل بين هيلاري كلينتون وكيم جونج اوه |
Yeni, seninle çekildiğimiz resmi hatırla ve Hillary Clinton da vardı sen küçücük bir kızken? | Open Subtitles | اقصد تتذكرين الصورة التي اخذناها معك انت و هيلاري كلينتون عندما كنت صغيرة ؟ |
Hillary Clinton 1947 yılında doğdu ve onun ebeveynleri Hugh ve Dorothy'dir | Open Subtitles | ولدت هيلاري كلينتون في عام 1947 والديها هم هيو ودوروثي. |
Bir örnek olarak, Hillary Clinton'un kazanma olasılğı ondalık sayılarla ifade ediliyordu. | TED | لأمر واحد، فإن إحتمالية فوز (هيلاري كلينتون) كانت شائعة في الخانات العشرية. |
Hillary Clinton. Politikayla ilgiliyim de. | Open Subtitles | هيلاري كلينتون أنا هنا لأسباب سياسية |
Esasında, dün Hillary Clinton'dım, bugünse Bill. | Open Subtitles | في الأساس , أمس لقد كنت مثل "هيلاري كلينتون " اليوم أنا "بيل" |
Hillary Clinton'a benzeyeceğim, anne. | Open Subtitles | سوف أبدو مثل هيلاري كلينتون , أمي. |
Hillary Clinton da seçim kampanyalarında boy gösterdi.. | Open Subtitles | كان الامريكية هيلاري كلينتون يوم الحملة الانتخابية... |
Hillary Clinton tam bir amcık, liberal olmama rağmen söylüyorum. | Open Subtitles | هيلاري كلينتون حمقاء وانا ليبرالي |
Çünkü bu kız Hillary Clinton'ın çekilik eklenmiş hali gibi. | Open Subtitles | لأن هذه الفتاة كـ (هيلاري كلينتون) لكن دون شكل مُغري |
Sağda Hillary Clinton'u görüyorsunuz. | TED | يمكنك مشاهدة (هيلاري كلينتون) علي يمين الصورة. |
Hillary Clinton 90'lar gibi olacağını söylüyor. | TED | تقول (هيلاري كلينتون) أن الحال سيكون كالتسعينات. |
Birçoğunuzun bildiği üzere yakın zamanda yapılan seçimin sonuçları şöyleydi: Demokrat Parti adayı Hillary Clinton genel oyların yüzde 52'sini alarak açık ara farkla kazandı. | TED | حسناً، كما يعلم الكثير منكم، فإن نتيجة الإنتخابات الأخيرة كانت كالتالي: (هيلاري كلينتون)، المرشحة الديمقراطية حققت فوزاً ساحقاً بنسبة 52 في المئة من إجمالي التصويت. |
Donald J. Trump ya da Hillary Clinton'ın Amerikalılara vaatleri bizi hiç ilgilendirmiyor. | TED | إذاً فما يقترح فعله كلٌّ من (دونالد ترامب) أو (هيلاري كلينتون) للأمريكيين هو في الحقيقة ليس من شأننا على الإطلاق. |
Hillary Clinton senatör olsa, eminim bunu yoluna koyar. | Open Subtitles | أراهن بأن لو أصبحت (هيلاري كلينتون) سيناتور فسوف تعدل الأمور |
Sonra dedim ki; "Hey! Hillary Clinton gibi olabilirim." Ama penissizi. | Open Subtitles | "ثم فكرت بأنني سأصبح مثل (هيلاري كلينتون) بدون القضيب فحسب" |
- Nancy Reagan. - Bence o Hillary Clinton. | Open Subtitles | (نانسي ريجان) - (أظنها (هيلاري كلينتون - |