ويكيبيديا

    "hissedebiliyorum" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أشعر
        
    • الشعور
        
    • اشعر
        
    • أحس
        
    • احس
        
    • الاحساس
        
    • أستطيع الإحساس
        
    • أَحسَّه
        
    • أحسّ
        
    • تشعر به
        
    • أحسّه
        
    • أشعُر
        
    • أَحسُّ
        
    • الأحساس
        
    • الإحساس بذلك
        
    Daha fazla hissediyorum, aslına bakarsanız, sanırım, çünkü mutsuzluğu hiçlik olmadan hissedebiliyorum. TED بالحقيقة، أنا أعتقد، أنني أشعر أكثر، لأني أستطيع الشعور الحزن دون الفراغ.
    - Hayatının kayıp gittiğini hissedebiliyorum. - Öyleyse buna müsade etme. Open Subtitles ــ يمكنني أن أشعر بحياته تذهب بعيدَ ــ إذا لا تدعيها
    Bunun kanıt niteliği taşımadığını biliyorum ama orada duran o; hissedebiliyorum bunu. Open Subtitles أعلم بأنّ هذا ليس دليلاً أو ما شابه، ولكنّه هناك، أشعر بذلك
    Şu an ayaklarımı hissedebiliyorum ama hayali bir farkındalıkla. TED أستطيع أن أشعر بقدميّ، أستطيع الشعور بهما الآن كوَعْي وهمي.
    Şimdi bir haz ve güzellik hissedebiliyorum eğer o göze bakarsam. TED يمكنني ان اشعر بالسعادة و الجمال ان نظرت الى العين ..
    Sabırsızlığını ensemde hissedebiliyorum ve de beni acele ettirmek iyi bir fikir olmayabilir. Open Subtitles أستطيع أن أشعر بنفاد صبرك بجميع أنحاء مؤخرتي، وإستعجالي ليست فكرة جيّدة أبداً.
    Bak ukala adam, ben pilot olduğumu biliyorum bu kodumda yazıyor hissedebiliyorum. Open Subtitles اسمع أيها الحكيم، أنا متيقنة أني متسابقة، أشعر بهذا في شفرة برمجتي
    ama şimdi, kız yanına geldiğinde senin kalp atışının hızlandığını hissedebiliyorum. Open Subtitles ولكن الآن أستطيع أن أشعر كيف يخفق قلبك عندما تقترب منهم
    Neydi bilmiyorum ama bir parçasının hâlâ orada olduğunu hissedebiliyorum. Open Subtitles لا أدري ماذا كان، ولكني مازلت أشعر بوجود جزء منه.
    Karanlığın içinde, etrafımdan geçen ter içindeki insanların bana değdiklerini hissedebiliyorum fakat daha fazlasını göremiyorum. TED أستطيع أن أشعر بالأجساد التي تفوح منها رائحة العرق تمر بجانبي في الظلمة، لا أستطيع رؤية أكثر من ذلك.
    Göğüs kafesinin üstüne doğru daha sert ve daha yumuşak kaburga kemiklerinin arasında dolandıkça sertlik farkını hissedebiliyorum. TED وبينما أُمرره فوق القفص الصدري وفوق العضلات بين الأضلاع، فيتغير بين الصلب واللين بإمكاني أن أشعر بالصلابة.
    hissedebiliyorum, hissedebiliyorum Biri her an büyüyü bozabilir Open Subtitles أستطيع الشعور أن هناك شخص قادر على كسر التعويذة اليوم
    Onları hissedebiliyorum; lezzetlerini, kokularını ve heyecanlarını... Open Subtitles أستطيع الشعور بها، إنها ملموسة، الرائحة والاحساس.
    Ayrıca hissedebiliyorum. Kafalarının içindekini hissedebiliyorum. Open Subtitles علاوة على أننى أستطيع الشعور بها يمكننى الشعور بهم ، أنا داخل رءوسهم
    Bazı günler öyle hassas oluyorum ki her şeyi hissedebiliyorum. Open Subtitles في بعض الأيام أُصبح هشة تماما وبمقدوري الشعور بكل شئ وفي أيام أخرى أصبح فاقدة الحس
    Dinle,bu radar hala bozuk bunu hissedebiliyorum Open Subtitles مازق اسمع هذا الردار مازال غير طبيعى انا استطيع الشعور به و هذه شعور سئ جدا
    İyi, onu hissedebiliyorum. Şu an iyi. Onu kontrol etmem gerekmiyor. TED انا اشعر بوجوده الآن في جيبي .. انه على ما يرام لا حاجة لي للتحقق من ذلك
    Dışardan hissedebiliyorum ama ben içerden hissedemiyorum. Open Subtitles اشعر بما في الخارج لكن لا استطيع لا استطيع الإحساس بما في الداخل
    Ve bu gun yapmaya calisacagim sey özgüveninizi kırmak olacak. Çünkü bu hissi biliyorum, kendim de hissedebiliyorum. TED و لهذا ما سوف أقوم بتجربته اليوم هو بزعزعة ثقتكم . لأني أعرف الإحساس أستطيع أن أحس بها بنفسي
    Seks yaparken bile, yakıcı bakışlarıyla enseme bir delik açtığını hissedebiliyorum. Open Subtitles حتى عندما نمارس الحب احس بأن عيونه تفتح فتحة خلف رأسي
    Bana bakıyorsun. Biliyorum, hissedebiliyorum. Open Subtitles إنك تنظرين إلي أنا متأكد، بامكاني الاحساس بذلك
    Evet, hissedebiliyorum, aslında biraz altıma kaçırdım. Open Subtitles نعم، أستطيع الإحساس به، في الواقع لقد تبولّت قليلاً على نفسي.
    Adamın aksiyona ihtiyacı var, hissedebiliyorum. Open Subtitles يَحْفرُ الرجلُ عملاً، أنا يُمْكِنُ أَنْ أَحسَّه.
    Varlığını odada hissedebiliyorum. Ve bu iyi bir şey. Open Subtitles يمكنني أن أحسّ بوجوده في الغرفة وهذا أمر جيّد
    Orda birşeyler ters gidiyor, hissedebiliyorum. Open Subtitles هناك شيء خاطئ هناك. أنا يمكن أن تشعر به.
    Temiz hava geliyor. Evet, hissedebiliyorum. Open Subtitles الهواء النقي يدخل من خلال ذلك نعم، أنا يمكن أن أحسّه
    Bunu hissedebiliyorum. Open Subtitles ـ أستطيع أن أشعُر بذلك
    Yüzlerinden duygularını hissedebiliyorum başka söze gerek yok. Open Subtitles أَحسُّ النظراتَ على هذه الوجوهِ، وليس هناك سؤال.
    Suçluluk ve işini kaybetmenin kararsızlığı gibi şeyleri hissedebiliyorum. Open Subtitles أستطيع الشعور بالأشياء مثل الأحساس بالذنب والقلق حول فقدان الوظيفة
    Şu anda bizi izliyorlar. hissedebiliyorum. Open Subtitles إنهم يراقبوننا الآن بإمكاني الإحساس بذلك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد