| Bunu hissedeceğiz, Ike. O salonda bir şeye ihtiyacımız var. | Open Subtitles | سنشعر بذلك, آيك نحتاج الى شئ ما فى هذه الغرفة |
| İkiniz kavga etmeyi bırakırsanız daha güvende hissedeceğiz. | Open Subtitles | سنشعر نحن الباقين بأمان أكبر بكثير اذا توقفتما عن الصراخ بوجه بعضكما البعض |
| Aramızdan sadece birkaç kişi kalınca uzak bir ülkeye gitmek için dayanılmaz bir çekim hissedeceğiz ve orada ödül için savaşacağız. | Open Subtitles | فقط عندما البعض منا يرحلون نحن سنشعر بتأثيرلا يقاوم نحو الأرض البعيدة |
| Tüm bunları yarın hissedeceğiz. Ne demek istediğimi anlarsın. | Open Subtitles | سنشعر بالتأثيرات غدا صباحا اتفهم ما اعني |
| Kesinlikle çok duygusal birisiydi ve temizlenip saçımıza güzel kokular sürdüğümüzde kendimizi çok daha iyi hissedeceğiz hayat ve... her şey hakkında. | Open Subtitles | لم يكن إنسان واعِ. بمجرد أن نتنظف وندهن شعورنا... سنشعر بكامل التحسن بشأن أنفسنا... |
| Muhtemelen evliymişiz gibi hissedeceğiz. | Open Subtitles | على الأرجح سنشعر وكأننا متزوجان |
| Biz ise bakacağız, hissedeceğiz göreceğiz, öğreneceğiz. | Open Subtitles | نحن سنتأمل نحن سنشعر سنرى ونتعلم |
| Sizin yanınızda kendimizi çok daha iyi hissedeceğiz. | Open Subtitles | سنشعر بالاطمئنان أكثر معك ومع أمي |
| Hepimiz, midemizde biraz yemekle kendimizi daha iyi hissedeceğiz. | Open Subtitles | . سنشعر بالتحسن لو أكلنا |
| Biraz G Kuvveti hissedeceğiz. | Open Subtitles | سنشعر ببعض الجاذبية هنا |
| Biz ne hissedeceğiz, biliyorum. | Open Subtitles | أعرف ماذا سنشعر. |
| Pek yakında, hepimiz hissedeceğiz. | Open Subtitles | قريباً جداً سنشعر بها كلنا |