Seni yeniden gülümserken görmek güzel. Tek başıma mutlu olurken yalnızlık hissediyordum. | Open Subtitles | أمر طيب أن أراكِ تبتسمين مجدداً، كنت أشعر بالوحدة وأنا سعيد لوحدي |
Kendimi biraz stresli, biraz fazla çalışmış hissediyordum ama en iyisinden öğrendim işi. | Open Subtitles | كنت أشعر بالقليل من الإجهاد القليل من الإرهاق العملي لكنني تعلمت من الأفضل |
Önemsiz şeyler yüzünden onu azarlıyordum, sonra da kendimi çok kötü hissediyordum. | Open Subtitles | كنت أوبخه عن أي تفاهة يقوم بها بعدها أشعر بالسوء اتجاه نفسي |
O sırada, ben dünyadaki tek deri ceketsiz insan gibi hissediyordum. | Open Subtitles | شعرتُ كأنني الوحيد على وجه الأرض الذي لا يملك معطفاً جلدياً |
Şunu söylemeliyim ki bazen hoşuma gidiyordu ve harikaydı, ama öte yandan, kendimi kollamak için yalnız bırakılmış gibi hissediyordum. | TED | ولا تسيؤا فهمي، أحببتها أحياناً، وكان حبي لها كبيرًا، ولكن في أوقات أخرى، أحسست بأنني تُركتُ وحيدة لأدافع عن نفسي |
Öyle suçlu hissediyordum ki ona bir kaç soru sordum yangınla ilgili. | Open Subtitles | ولكنني كنت أشعر بالذنب الشديد حيث سألتها العديد من الأسئلة بشأن الحريق. |
Çoktan kendi kendine dönüyordu ama hala döndürmeme gerekiyormuş gibi hissediyordum. | Open Subtitles | كما لو كانت تقلب نفسها ولكني أشعر أنني يجب ان أقلبها |
Sanırım buraya ait olmadığı konusundaki dürüstlüğü çünkü ben de öyle hissediyordum. | Open Subtitles | أظن أنه صدقه في الإحساس بعدم الانتماء. لأنني كنت أشعر بهذا أيضاً. |
Ne yazık ki Axl'ı üç haftadır görmemiştim ve kendimi çok üzgün hissediyordum. | Open Subtitles | لكن للأسف لم أرَ أكسل منذ 3 أسابيع وكنت أشعر بالأسى على حالي |
Çaresiz hissediyordum, o yüzden arkadaş gördüğüm birine mesaj attım. | Open Subtitles | كنت أشعر باليأس فأرسلت رسالة إلى شخص كنت أظنه صديقاً |
Daha iyi hissediyordum, hatta o 11 kiloyu verdim. | TED | بدأت أشعر بأنني أفضل، حتى أنني خسرت الأرطال الخمسة والعشرين تلك. |
Bu da antrenman sonrası moralinizi arttırıyor, ben de aynen böyle hissediyordum. | TED | والتي بدورها ستحسّن مزاجك مباشرةً بعد هذا التمرين، ما كنت أشعر به بالضبط. |
Taksi durdu. İçinden vücudumu zar zor çıkardım asansöre yürürken bedenimin her gramını hissediyordum. | TED | ومن ثم توقفت سيارة الاجرة وسحبت نفسي بصعوبة منها وكنت أشعر بثقل نفسي .. كما لو كنت واقفة في مصعد .. |
Dışarı çıkamıyordum teneffüste biraz basketbol oynamaya kalksam içeri girdiğimde bayılacakmış gibi hissediyordum. | TED | لم أستطع الخروج للعب كرة السلة وقت الراحة المدرسية دون أن أشعر كأنني على وشك الإغماء عند عودتي للداخل. |
Söylemedi ama üzüldüğü şeyin bizden çok daha öte bir şey olduğunu hissediyordum. | Open Subtitles | حسناً، لقد أبت إخباري، لكنّي شعرتُ أنّها مُتضايقة حول شيء أكبر من علاقتنا. |
Başından beri, böyle sert kışlara dayanamayacağını hissediyordum. | Open Subtitles | منذ البداية، أحسست أن والدي لن يستطيع تحمل هذه الشتاءات الباردة، |
Sanki yıllardır takımın içindeydim ve hep onlardan biriymişim gibi hissediyordum. | Open Subtitles | كنت واحداً من الفريق وشعرت أننا كنا نعمل سوياً منذ اعواماً |
O kaskı ne zaman taksam, kendimi yenilmez hissediyordum. | Open Subtitles | صحيج كل مرة أضع فيها الخوذة أحس أنني حصين |
Billy Dee Williams'ın bir kutu likör içmiş halinden daha iyi hissediyordum. | Open Subtitles | لقد شعرت أنني أفضل من، بيلي دي ويليامز بعد قضية، خمر الشعير |
Tekrar bir kadının evinde olmaktan dolayı iyi hissediyordum, özellikle, komada veya sakatlanmamış olan bir kadının evinde... belki köşeyi dönmüş gibi hissettim-- birisinin hayatını kurtarmış gibi hissettim-- kim olduğunu bilmesem bile. | Open Subtitles | احسست بحالة جيدة لكونى فى غرفة امراة ثانية خصوصا امراة لا تقسوا على المعاقين احسست كاننى انحرفت فى زاوية |
Global toplum yararına bir dava sunuyor ve bugünü yaratıyormuş gbi hissediyordum. | TED | شعرت بأنني اقدم دعوى نيابة عن المجتمع الدولي لمحاولة خلق هذا اليوم |
Herşey normal görünüyordu. Eve döndüğümde hissetiğim gibi hissediyordum. | Open Subtitles | عندما خرجنا بالسيارة, شعرت وكأنني عائدة الى منزلي. |
Kendimi iyi hissediyordum ve biraz egzersizin faydası olur diye düşündüm. | Open Subtitles | فيما كنت اشعر بصحة فكرت أنك توافق على أن الممارسة مفيدة |
Hiçbir şey yapamıyordum ve kendimi tamamen aciz hissediyordum. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أفعله .. و شعرت أني لا حول و لا قوة |
Hiç kimsenin umursamadığını hissediyordum, ve tutsaklığıma karşı düşmanlıkla tepki verdim. | TED | شعرت بأنه لا أحد يهتم، وكانت ردة فعلي عِدائية تجاه حبسي. |
Önceki yaşama ait bildiğim ne varsa kaybolmuş gibi hissediyordum. | Open Subtitles | شعرت و كأن أى مما عرفته عن الحياة من قبل قد تلاشى |
Marta kadar 35 kilo verip 5 santim uzadım. Koştuğum zaman uçacakmışım gibi hissediyordum. | Open Subtitles | َفْقدُت 70 باونَد ونَميت إثنان من البوصات شَعرتُ مثل أني يُمْكِنُ أَنْ أَطِيرَ |
Çünkü olanları hissediyordum. | Open Subtitles | ذلك ' سبب أنا يمكن أن أحسّ الذي كنت أحدث. |