Bu etkileri daha önce hissetmiştim ama bu çok daha güçlüydü. | Open Subtitles | .لقد شعرت بهذا التأثير من قبل .لكن هذا كان أكثر فاعلية |
Ve ben de hazırmışım gibi hissetmiştim belki ciddi bişeyler olurdu. | Open Subtitles | و قد شعرت أنني ربما كنت مستعدة لعلاقة جدية مع المحاكم |
O dersi aldığımda tüm yaşantım bir seviye yükselmiş gibi hissetmiştim. | Open Subtitles | شعرت بان حياتي كاملة حصل لها تطور عندما اخذت ذلك الفصل |
Manken olduğumda, sonunda çocukluğumdan beri hayalim olan bir rüyanın gerçek olduğunu hissetmiştim. | TED | لذلك حين أصبحت عارضة أزياء، أحسست بأني أخيرًا سأحقق الحلم الذي طالما حلمت به منذ كنت طفلة. |
Evet. Ben de cüceyi altın kazanına giderken takip ettiğimde aynısını hissetmiştim. | Open Subtitles | أجل، هذا ما شعرتُ به عندما تتبّعتُ ذلك المُتشيطن إلى وعائه الذهبي. |
İlk kafayı bulduğumda 11 yaşındaydım ve kendimi evdeymiş gibi hissetmiştim. | Open Subtitles | كنت في ال11 عندما توظفت لأول مرة شعرت وكأني في بيتي |
En son Lilth Fuarında içkime ilaç konulduğunda böyle hissetmiştim. | Open Subtitles | اوه أخر مرة شعرت هكذا عندما خدرت في مهرجان ليليث |
Uluslararası İlişkiler yüksek lisansıma başladığım zaman bunu öğrendiğimde, bir çeşit rahatlama hissetmiştim. | TED | حين علمت بهذا،في بداية تحضيري لشهادة الماجيستير في العلاقات الدولية، شعرت نوعاً من موجة من الارتياح. |
Bunu, Berlin'de Holokost Anıtı'nda çok güçlü bir şekilde hissetmiştim. | TED | شعرت بذلك بعمق عندما ذهبت إلى برلين ووقفت عند النصب التذكاري للمحرقة. |
14 yıl boyunca, ötekileştirilmiş ve zorbalığa uğramış hissetmiştim. | TED | لمدة 14 عامًا، لقد شعرت بالتهميش والرهاب. |
Seni ilk gördüğümde ben de öyle hissetmiştim. | Open Subtitles | لقد شعرت أننى أريد أن أهتف لك منذ أول مره شاهدتك فيها |
Bunu daha önce de hissetmiştim, binlerce kilometre uzaktan, Paris'ten. | Open Subtitles | لقد شعرت بهذا من قبل ,بينما كنت فى باريس على بعد اميال من هنا. |
Son defa bunu eski hocamın varlığında hissetmiştim. | Open Subtitles | اخر مرة شعرت به كان فى حضور معلمى القديم |
O oyunu seyrettiğimde aramızda bir çekim hissetmiştim. | Open Subtitles | شعرت بتجاذب بيننا أثناء مشاهدتي للمسرحية |
Sana hiçbir şey almadım diye kendimi çok kötü hissetmiştim. | Open Subtitles | لقد شعرت بإستياء لأني لا أشتري لكِ شيئاً |
Burada Afrikalıların tıpkı benim yaptığım gibi sinema filmi çektiklerini anlatabilirim ve sahiden bunun bana ilham verdiğini hissetmiştim. | TED | هنا يمكنني أن أروي قصة أفارقة يصنعون الأفلام كما أفعل أنا, وفعلا أحسست بأن في الأمر إلهاما لي. |
Komik. Ben bunun yaratma gücüyle ilgili olduğunu düşünmüştüm. Bunu kendimde hissetmiştim. | Open Subtitles | لطالما تخيّلتُ أنّ الأمر يدور حول قوّة الإبداع، فقد شعرتُ بذلك بنفسي. |
topluluk anlayışı yok gibi görünüyorken, askeriyede, bu topluluk anlayışını hissetmiştim. | TED | بالانتماء للمجتمع، بينما احسست بمفهوم الانتماء للمجتمع في الجيش. |
Senin yaşındayken, dedenin kafadan hesap yapamadığını öğrendiğimde kendimi kötü hissetmiştim. | Open Subtitles | شاهدْ، متى أنا كُنْتُ حول عُمرِكَ، شَعرتُ سيئَ حقيقيَ حول التَعَلّم بأنّ جدّكَ لا يَستطيعُ يَعمَلُ رياضياتُ في رأسهِ. |
Zaten hep onun melek gibi bir şey olduğunu hissetmiştim. | Open Subtitles | لطالما كن لدي احساس بأنه ملاك أو مثل هذا |
Bağırsağımda hissetmiştim. | Open Subtitles | أحسستُه في داخلي. |
- Evet, öyle hissetmiştim. - Ananasta bir enzim var. | Open Subtitles | راودني شعور فحسب، هناك إنزيم في الأناناس. |
Etraftaki herkesin hamileliğimle ilgilendiğini doğuma kadar her aşamayla meşgul olduklarını hissetmiştim. | TED | وشعرت ان الجميع كان يشاركني في حملي .. وكان الجميع يعد معي الايام حتى يوم وضعي المتوقع |
Haklısın. Sana gelmem gerektiğini biliyordum. hissetmiştim zaten. | Open Subtitles | أنت مُحقّة , لقد علمت بأنني يجب أن آتيك لقد كان لدي شعور فقط |
Onunla ilk tanıştığımda bir tuhaflık hissetmiştim. | Open Subtitles | كان لديّ شعور غريب لحظة مقابلتي له لأوّل مرّة |
O çocuklar, o haltı yediğinde ben de öyle hissetmiştim. | Open Subtitles | أتعلمي هذا ماشعرت به عندما الاولاد كما تعلمي فعلوا الذي فعلوه |
Koca adamlarınki gibi. Kendimi çok güvende hissetmiştim... | Open Subtitles | وقد جعلني أشعر بشدة الأمان كالكبار تماما |
Ama beş yıldır ilk kez bir şey hissetmiştim. | Open Subtitles | لَكنِّي أُقسمُ، هو كَانَ المرة الأولى أحسستُ أيّ شئَ في خمس سَنَواتِ. |
Hep bir şeyler hissetmiştim. Onda bir tuhaflık vardı. | Open Subtitles | لطالما استشعرتُ بأنّ ثمّة شيء مريب بشأنه... |