Suçlu hissettiğim için bozuk paralarımı biriktirdim. | Open Subtitles | وفّرت مصروفي البسيط لأنني شعرت بالإستياء |
Kitabını, ilk başta, zorunlu hissettiğim için okudum. | Open Subtitles | لقد قرأت كتابك , في البداية لأنني شعرت بأنني مضطر لذلك |
- Onu ben öldürmüşüm gibi hissettiğim için. | Open Subtitles | لأنني شعرت كما لو كنت من قتلها. |
Kendimi iyi hissettiğim için gerginim. | Open Subtitles | أجل ، أنا حقا أشعر بالتوتر لأنني أشعر بشعور جيد |
Sevgili, Gaius, kendimi çaresiz ve yalnız hissettiğim için sana koştum ve başka kime güveneceğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | عزيزي, ْ غايوس ْ , عدتُ إليك لأنني أشعر بالضياع والوحدة ولا اعلم من اصدق. |
Buraya sadece yalnız hissettiğim için geldim. | Open Subtitles | أنا فحسب هنا لأنى أشعر بالوحدة |
Buraya sadece yalnız hissettiğim için geldim. | Open Subtitles | أنا هنا فحسب لأنى أشعر بالوحدة |
- Onu ben öldürmüşüm gibi hissettiğim için. | Open Subtitles | لأنني شعرت كما لو كنت من قتلها |
Onu öldürmüşüm gibi hissettiğim için. | Open Subtitles | لأنني شعرت كما لو أني قتلتها |
- Onu ben öldürmüşüm gibi hissettiğim için. | Open Subtitles | لأنني شعرت كما لو كنت أنا من قتلها... |
Klaus'a, sırf seninle mutluyum diye suçlu hissettiğim için yardım ettim. | Open Subtitles | لقد أردت أن أُساعد "كلاوس " فحسب لأنني أشعر بالذنب لأنني سعيدة جداً معك |
Barney, bu hislerden nefret ediyorum. Böyle hissettiğim için kendimden nefret ediyorum. | Open Subtitles | اسمع يا (بارني) أنا أكره تلك المشاعر وأكره نفسي لأنني أشعر بها |
Dinle aynı şekilde hissettiğim için sana bunu vermek istiyordum. | Open Subtitles | لقد أردت إعطائك هؤلاء لأنني أشعر بالمثل |
Çünkü ben onun kalbini hissettiğim için. | Open Subtitles | لأنى أشعر بقلبه |