| Sanırım geriye hiçbirşey kalmayacak... ama üzgün kıçıma bir hoşçakal öpücüğü gerek. | Open Subtitles | أعتقد أنه ما بقى من شيء، سوى أن تقبّل مؤخرتي قبلة الوداع |
| Eğer konuşmaya başlamazsanız musakkaya hoşçakal öpücüğü vakti. | Open Subtitles | حسناً ، إنظروا إذا لم تبدآ بالتحدث . فستقبلون المسقعة قبلة الوداع |
| Cebimde 200 dolar var ve çocuklara şimdiden hoşçakal öpücüğü verdim. | Open Subtitles | لدي 200 دولار فقط وقبلت الاطفال قبلة الوداع |
| Bir meslektaşının sınıfında yerine geçmek zorunda kaldı ama ne kadar üzgün olduğunu ve hepinize kocaman hoşçakal öpücüğü verdiğini söyledi. | Open Subtitles | تحتم عليها أن تحل محل زميلتها في الفصل، لكنها أخبرتني أن أعبر عن مدى أسفها وأن أمنحكم جميعاً قبلة وداع كبيرة |
| Sanırım Bu hoşçakal öpücüğü idi. | Open Subtitles | لا سحقاً سوف اتأخر على امتحان الاداء تلك كانت قبلة وداع |
| - Aklını başından alacak hoşçakal öpücüğü için gelmiştim. | Open Subtitles | - لقد جئت - لأعطيك قبلة وداع مذهلة |
| Sana dikiz aynasından bir hoşçakal öpücüğü bile göndermedi. | Open Subtitles | و لم تقم حتى بتقبيلكَ قبلة الوداع -بمرآة السيارة الخلفية |
| Sadece erkek arkadaşıma hoşçakal demek için buradayım. ve ona ,bilirsiniz, düzgün bir hoşçakal öpücüğü vermek için. | Open Subtitles | أنا هنا لأودع حبيبى وأعطيه قبلة الوداع |
| Kız arkadaşını buluyor. Bebeğine hoşçakal öpücüğü veriyor. | Open Subtitles | يجد حبيبته، ويقبل طفله قبلة الوداع |
| hoşçakal öpücüğü. | Open Subtitles | تلك قبلة الوداع ذلك جيد |
| Geçmişe bir hoşçakal öpücüğü veririz. | Open Subtitles | ونعطي الماضي قبلة الوداع |
| Kıyıdaki ofise hoşçakal öpücüğü yollarız. | Open Subtitles | قلتقبل هذا المرسى قبلة الوداع |