Derken, ilk ayrılığını yaşadı, ki bu hiç hoş değildi. | Open Subtitles | ثم تعرضت لأول انفصال عن فتى مما لم يكن لطيفاً |
Biliyor musun, bu hiç de hoş değildi. | Open Subtitles | هل تعلم ماذا ؟ ذلك لم يكن لطيفاً على الإطلاق |
- Yok. Orada yaptığın şey hiç hoş değildi. | Open Subtitles | ما فعلته في الخارج لم يكن جيداً |
Eddie belki sana pikapta söylediklerim o kadar da hoş değildi. | Open Subtitles | أجل, أنت تعلم ربمّا ما قلته لك في السيّارة لم يكن لطيفا |
Hayır, pek hoş değildi. Ama onun için daha beterdi. | Open Subtitles | كلا، لم تكن جيدة ولكن كان الأمر صعبًا عليها |
Pek hoş değildi, ama yine de, iyi bir tur, bir tane daha ister. | Open Subtitles | هذا لم يكن لطيف, ولكن من الناحية الأخرى أنك أديت لى عمل واحد مفيد |
Özür dilerim, öyle dememeliydim hoş değildi. | Open Subtitles | أنظري، أنا آسف، لم يكن علي قول هذا حسنا ؟ هذا لم يكن جيدا |
Bu hiç hoş değildi. | Open Subtitles | أنت هذا ليس لطيف |
Sonunda kocası ilgilendi fakat hiç hoş değildi. | Open Subtitles | في النهاية زوجها فعل، لكن الأمر لم يكن لطيفاً جداً |
Çok özür dilerim, Tibby. Sözlerim hiç de hoş değildi. | Open Subtitles | أنا حقاً آسفة يا (تيبي) فما قلته لم يكن لطيفاً |
Markette yaptığın hiç hoş değildi. | Open Subtitles | لم يكن لطيفاً جداً ما حدث في السوق |
Yaptığım hiç hoş değildi. Ve daha yarı yolda... "Bu kızlarla ne yapıyorum ben?" dedim. | Open Subtitles | لم يكن لطيفاً منّي، و معظم الطريق أفكّر، "ماذا أفعل مع هذه الفتيات؟" |
- Yok. Orada yaptığın şey hiç hoş değildi. | Open Subtitles | ما فعلته في الخارج لم يكن جيداً |
Dün akşam olanlar pek hoş değildi de. | Open Subtitles | لأن ما حصل ليلة أمس لم يكن جيداً |
Hiç hoş değildi. | Open Subtitles | هذا لم يكن جيداً |
Ve ondan sonra olan şeyler de pek hoş değildi. | Open Subtitles | وما حصل بعدها لم يكن لطيفا ايضا |
Bu hoş değildi işte. | Open Subtitles | هذا لم يكن لطيفا منها |
Pek de hoş değildi. Ama tüm bunları değiştirme niyetindeyim. | Open Subtitles | لم تكن جيدة لكنني مصمم على تغيير ذلك |
Hiç hoş değildi. | Open Subtitles | هذا لم يكن لطيف |
Bu hiç hoş değildi dostum. Küçük bir kız gibi davranma. | Open Subtitles | هذا لم يكن جيدا , يا رجل. توقف عن التصرف كفتاة صغيرة. |
Hey, bu hiç hoş değildi. | Open Subtitles | مهلا ، هذا ليس لطيف يا رجل |
Genellikle evimde. Sanırım bunu daha çok seviyordu. Kendi evi pek hoş değildi. | Open Subtitles | أعتقد أنّه أعجب بمنزلي فمنزله لم يكن رائعاً جداً |
Bu hiç hoş değildi. | Open Subtitles | لم يكن هذا لطيفاً منك |
Antremanıma saçma demeniz hiç de hoş değildi. | Open Subtitles | ذلك ما كَانَ لطيفَ جداً يَدْعو ممارستَي غبيةَ. |
Oh, bu pek hoş değildi ,dostum. | Open Subtitles | أوه، هذا ليس لطيفا جدا، رجل. |
İlk geldiğimde on dakika sonrasına geldim. Pek hoş değildi. | Open Subtitles | أول مرة حاولت فيها ، آتيت بعد عشرة دقائق من الآن ، لم يكن جميلاً |
Bu hoş değildi. Bunu yapmamalıydın. | Open Subtitles | هذه لم تكن لطيفة لم يجب عليك فعل ذلك |