Ve o adamlara bulaşmak istemezsin çünkü onlar hiç hoş olmayan bir alemde bulunuyorlar. | Open Subtitles | وانت لا تريدين المواجهة مع هؤلاء الرجال لانك لن تكوني سعيدة ابدا |
Ve o adamlara bulaşmak istemezsin çünkü onlar hiç hoş olmayan bir alemde bulunuyorlar. | Open Subtitles | وانت لا تريدين المواجهة مع هؤلاء الرجال لانك لن تكوني سعيدة ابدا |
Ziyaret bölgesinde hoş olmayan bir durum olduğunda sizden olduğunuz yerde kalmanızı rica ediyoruz. | Open Subtitles | الآن، إذا حدث أيّ شيء غير سار في منطقة الزيارة نطلب منك البقاء دون تحرّك |
Bilmiyorum, belki de seni hatırlamamı engelleyen, hoş olmayan bir şeyler vardır. | Open Subtitles | لا أعرف ، ربما ثمة شيء غير سار يمنعني من تذكرك |
Maalesef, onu pek de hoş olmayan bir sürpriz bekliyordu. | Open Subtitles | لسوء الحظ، كان هناك مفاجأة غير سارة لذلك في متجر لبلدها. |
Geçen haftaki görüşmemizden sonra Green Arrow ve saz arkadaşlarıyla hoş olmayan bir karşılaşmamız oldu. | Open Subtitles | بعد اجتماعنا الأسبوع الماضي، وكان لي لقاء غير سارة مع السهم الأخضر ومواطنيه. |
İlki kabullenmek için hoş olmayan bir şey Sam Russell'ın suçu yanlışlıkla kanıtlandı ve gerçek katil yine saldırdı. | Open Subtitles | الأول هو أن يكون غير سار لأنه قد يكون أعترف، أدين سام راسيل خطأ والقاتل الحقيقي قد ضرب مرة أخرى |
Kendisi de, o gece kurban ve sanık ile hoş olmayan bir şekilde karşılaşıyor. | Open Subtitles | حظى أيضًا بلقاء غير سار مع الضحية والمتّهم في تلك الليلة |
Benliğini ele geçirirken hoş olmayan bir tat bırakmıştı. | Open Subtitles | تركو طعمً غير سار عندما استهلكت جوهرة |
Seni geçen hafta Southfork'ta görmek kuşkusuz hiç hoş olmayan bir sürprizdi. | Open Subtitles | واثق أنها مفاجأة غير سارة لرؤيتكَ فى "ثوثفورك" الأسبوع الماضي |
Biraz önce hoş olmayan bir telefon görüşmesi yaptım. | Open Subtitles | كان لدي للتو مكالمة هاتفية غير سارة |
# Cadılar Bayramı şekerlemeleri için hoş olmayan bir sürpriziz # | Open Subtitles | ♪ يالها من مفاجئة غير سارة ♪ ♪ ... حين تحتال أو تتلاعب ♪ |
Ölüm, hayatın hoş olmayan bir biçmidir. | Open Subtitles | الموت صورة غير سارة للحياة. |