ويكيبيديا

    "hoşgörülü" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • التسامح
        
    • متساهل
        
    • متسامحة
        
    • متساهلاً
        
    • تسامحاً
        
    • متسامحين
        
    • متساهلة
        
    • التساهل
        
    • تسامح
        
    • تسامحا
        
    • تساهلاً
        
    • متسامح
        
    Ne dersem hoşgörülü bir alay ile karşılanacak, o yüzden bir şey demeyeceğim. Open Subtitles أولادي الأعزاء، مهما قلت فستجمع آرائي بين التسامح والسخرية لذا فأنا أفضل إلتزام الصمت
    Avukatım kendim teslim olduğum için, cezamın daha hoşgörülü olacağını söyledi. Open Subtitles قال المحامى أن القاضى سيكون متساهل معى من أجل تسليمى لنفسى
    Diğer tarafta, tayfın sonunda, Dionysos perspektifi var, tutkuya ve sezgilere daha çok yer veren, organik yapıya ve insan hareketlerine hoşgörülü. TED وعلى الطرف المقابل من السلسله، لدينا وجهة النظر الديونيسيانيه، التى هى اكثر نظرا إلى المشاعر والنوايا، متسامحة مع النسيج العضوى والإيماءات الإنسانية.
    Acil durumlarda taraflar hoşgörülü olacak. Open Subtitles في حالات الطواريء سيحاول كل منا ان يكون متساهلاً
    Kadınlar daha hoşgörülü oluyor, ama bu iyi bir şey. Open Subtitles إن النساء أكثر تسامحاً وهذا شئ جيد
    Hem daha iyi, biz tamamen açık ve hoşgörülü insanlarız. Open Subtitles إنه أفضل بكثير. لأنه متاحين تمامًا، وأشخاص متسامحين.
    Sırlarının ABD ajanlarına sızdırılması konusunda çok hoşgörülü ilkeleri olsa gerek. Open Subtitles لا بد أن لديهم سياسة متساهلة عندما يتعلق الأمر بتسريب أسرارهم للإستخبارات الأمريكية
    Düşmanın beyanına göre, koşullar ne olursa olsun Almanya'ya hoşgörülü bir antlaşma sunulmayacaktır. Open Subtitles العدو صرح، بأنه سيقع التساهل مع ألمانيا من دون شروط.
    Her zamanki gibi ikinizin de ona nazik ve hoşgörülü davranmanızı istiyorum. Open Subtitles و كالعادة أتوقع من كل منكما معاملتها بعطف و تسامح
    Söz veriyorum şarkılarına karşı daha hoşgörülü olacağım. Open Subtitles أعدكم بأنني سوف تكون أكثر تسامحا من الغناء الخاص بك،
    Ne dersem hoşgörülü bir alay ile karşılanacak, o yüzden birşey demeyeceğim. Open Subtitles أولادي الأعزاء، مهما قلت فستجمع آرائي بين التسامح والسخرية لذا فأنا أفضل إلتزام الصمت
    Hoşgörü her zaman iyi olmayabilir. Şeytana hoşgörülü olmak insanın da şeytan olmasını sağlar. Open Subtitles ليس التسامح جيد بالضرورة ، إن التسامح فى الشر يمكن أن يكون الشر فى حد ذاته
    Fakat yarınki Hoşgörü Festivali iptal edilmeyecek ve festival ruhuna bürünmüş ve hoşgörülü şekilde kameraların karşısında olacaksın. Open Subtitles لكن احتفال التسامح غدا سيستمر، ومن الأفضل أن تراك الكاميرات في مزاج احتفالي ومتسامح.
    Hakim bu kadar hoşgörülü olmasaydı, burada olmazdık. Open Subtitles إن لم يكن القاضي متساهل جداً, لما كنّا هنا
    Burada sevildiğin ve popüler olduğun için geçmişte sana hoşgörülü davranmıştım, Open Subtitles أعني, لقد كنت متساهل معك في الماضي وهذا لأنك محبوبة ولأنكِ من المفضلين هنا
    Besin bol olduğu sürece, otoburlar birbirlerine oldukça hoşgörülü olabilirler. Open Subtitles عندما يكون الغذاء متوفرا يمكن لآكلات النباتات أن تكون متسامحة مع بعضها البعض
    ben hoşgörülü bir bayanım ama hoşgörülü olamayacağım bir şey varsa... Open Subtitles انا امرأة متسامحة لكن الشئ الوحيد الذى لا اطيقه هو عدم الولاء
    Öyleyse bundan kimseye bahsetme ve ben de hoşgörülü olabileyim. Open Subtitles إذاً لا تخبري أحداً بالأمر وسأكون متساهلاً
    Pierce daha hoşgörülü biri haline geliyor ve bunun babasıyla ilgisi yok. Open Subtitles بيرس) تحول لشخص أكثر تسامحاً) و هذا ليس له أي علاقة بوالده
    Ama bu yeni kişi açıkça gey olursa bu çok hoşgörülü olduğumuz için olacak. Open Subtitles و إذا حدث و كان صاحب الوجه الجديد شاذاً بشكل علني سيكون ذلك لأننا متسامحين
    Ama fazla hoşgörülü olmayın. Open Subtitles لكن لا تكُونُي متساهلة جداً.
    Ona hoşgörülü davranmamız karşılığında konuşmayı kabul etti. Size de aynı teklifi sunmak için çağırdım. Open Subtitles وافق على التحدّث مقابل التساهل معه وقد إتصلتُ بكم كي أعرض عليكم الصفقة نفسها
    Bu, hoşgörülü sofra adabı yemek sırası bekleyenlerin hepsi payını alana dek 24 saat sürebilir. Open Subtitles بمثل تسامح آداب المائده هذه ربما يستغرق 24 ساعة لإرضاء الطابور المعازيم هذا
    O en hoşgörülü yapımcılardan biri. Open Subtitles إنه من أكثر المخرجين السينمائيين تسامحا
    Natalie Flores İllinois'in kaçak göçmen politikasını alevlendirdi ki bazıları bu politikayı devletin en hoşgörülü politikası olarak kınamakta. Open Subtitles {\0000FF\3cCC0099}سياسة الهجرة الغير الشرعية لولاية ألينوي {\0000FF\3cCC0099}والتي أنتقدها البعض كونها السياسة الأكثرٌ تساهلاً في البلاد
    Kardeşini serbest bırakarak nazik ve hoşgörülü biri olduğunu gösterme şansı var. Open Subtitles لديه فرصة لكي يظهر انه شخص عطوف و متسامح باطلاق سراح اختك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد