"hoşlarına" - ترجمة من تركي إلى عربي

• يحبون
• يعجبهم
• يستمتعون
• تعجبهم
• أحبوا
• يَحْبّونَ
• يحبوا
• أعجبهم
• سعداء ان

Ama olan biteni öğrenmek hoşlarına gidiyordu ve bu bekar dostlarını çok seviyorlardı.
ولكنهم كان يحبون معرفة ما يحدث لأصدقائهم.

Hem merak içinde kalmak hoşlarına gidiyor. - İlişkinin tuzu biberi bu. - Başımı belaya sokacaksın...
بجانب هذا, فهم يحبون عندما تدعهم يخمّنون, هذا يضيف البهارات عليه

Soldan biraz daha kaynak ekliyorum. İşte. Sisteme karışıyor. Görüyorsunuz, çok hoşlarına gitti.
سأضيف مورداً ما إلى اليسار، هنا، ليتحد بالنظام ، ويمكنكم أن تروا كيف يعجبهم الأمر جداً.

Ve generaller de buraya geldiklerinde bu görecekleri şeyler hoşlarına gitmeyecektir.
ولن يعجب هذا المشهد الجنرالات القادمين السجناء الاخرين لن يتقبلوا هذا والجنرالات لن يعجبهم ؟

Bu şekilde var olmak hoşlarına gidiyor adeta. O halde neden savaşayım ki?
،يبدو عليهم أنهم يستمتعون بهذا الوجود إذاً، لمَ يجب عليّ أن أحاربه ؟

- hoşlarına gitmedi sanırım. - Harika bir fikir olduğunu düşünüyorlar.
لم أتوقع منهم أن تعجبهم الفكره بالعكس فقد أعجبتهم الفكره

Belki de çocuk pornosu ile ilgili çalışman ve hapse girmen hoşlarına gitmiştir.
أعتقد لقد أحبوا قضيه دعاره الأطفال التي قمت بها والذهاب للسجون وغيرها

İnsanları kandırıp, kanlarını şarap şişelerine koymak hoşlarına gidiyor.
يحبون خداع الناس بوضعه علي حوافي النبيت.

Çünkü o üzgün, şişman, yaşı adamlara küfür ettiğinde bu onların hoşlarına gidiyor.
لأن هؤلاء الرجال الحزينين و البدناء والعجائز يحبون اسلوبك عندما تقسمين لهم

Yağsız gevrek gecesi yapmak hoşlarına mı gidiyor?
أتعتقد انهم يحبون تناول المقرمشات قليلة الدسم؟

Ayrıca, erkekler yalan söylemene aldırmazlar yalan söylediğin sürece bu hoşlarına gider.
بالإضافة إلى , الرجال لا يمانعون إذا كذبتي عليهم, طالما هم يحبون الكذبة التي تقوليها.

Başsavcıya kafa tutmamız hoşlarına gidiyor.
ولكنه لا يكلفنا عملاء هم يحبون أن نكون نحن في مواجهة محامي الولاية

Sanırım onu insanların görebileceği yerde tutmak hoşlarına gidiyor.
أعتقد أنهم يحبون أن يبقوها بالخارج حيث يمكن للناس رؤيتها

Şirket değişti. hoşlarına gitmiyorsa ayrılabilirler.
الشركة تغيرت وإذا لم يعجبهم الأممر، يمكنهم الرحيل

Yemeğe gecikmem hoşlarına gitmiyor...
لا يعجبهم الأمر, إذا كنت متأخرا عن العشاء, لذا

- hoşlarına gitmeyecek ama kardeşlerim olduklarını biliyorlar ve aşk ferman dinlemez diye karar verdim.
لن يعجبهم الأمر، لكن الطريقة التي إكتشفتها سيعرفون أنهم إخواتي

Belki de birbirimizden nefret ettiğimizi, birbirimizi öldürdüğümüzü kendi soğuk kalplerimizden beslendiğimizi görmek hoşlarına gidiyor.
ربما يستمتعون وهم يروننا نكره بعضنا البعض ويشاهدوننا نقتل بعضنا البعض ونأكل قلوبنا الباردة اللعينة

Mesela arkeologlardan iyi yönetici olur çünkü sıkılmak hoşlarına gider.
مثل أن علماء الآثار هم مدراء جيديون لأنهم يستمتعون بالأمور المضجرة

Verdiğim kararlar hoşlarına gitmediğinde böylesi daha kolay oluyor.
فهذا يجعل الأمر أسهل عندما لا تعجبهم القرارات التي أصدرها لهم

Gerçekten hoşlarına gitti gibi.
لقد بدا حقا أنهم أحبوا ذلك

Askerlerimiz çok etkilendi. Her gece dinlemek hoşlarına gidiyor.
رجالنا معجبون يَحْبّونَ سَمْاعه في الليل

hoşlarına gittiği gibi görüyorlar kendilerini.
يحدثون أنفسهم يرون أنفسهم كما يحبوا أن يكونوا

Böylece komünistlerin özgür dünya üzerindeki tehditleri bertaraf edilmiş olur ve demokratik ilkeler hoşlarına gitse de gitmese de Rusya genelinde hayata geçirilirdi.
ثم سينتهي تهديد الشيوعية للعالم الحر و سيتم ترسيخ المبادئ الديموقراطية في كل أنحاء روسيا سوا أعجبهم ذلك أم لا

Cardwell Enstitüsünde bağışçıyım, ve seninde aramızda olman fikri çok hoşlarına gider.
أنا مانحة في معهد كاردويل ، وانا اعرف انهم سيكونوا سعداء ان تكون معهم.