Başlarda hoşuma gitmişti. Kendimle gurur duyuyordum. | Open Subtitles | بالبداية أحببتُ الأمر، كنتُ فخورة بنفسي. |
Kafatasımın kesilerek açılması ve beynimin bir parçasının oyulması hoşuma gitmişti. ! | Open Subtitles | أحببتُ شقّ جمجمتي بمنشار، وانتزاع كتلة من دماغي، مَن تراه لا يحبّ ذلك؟ |
Biliyor musun sana bu işte yardım etmek her zaman hoşuma gitmişti. | Open Subtitles | أتعلمين أمرًا؟ لطالما أحببتُ حقًّا فعل ذلك. قراءة النصوص معكِ. |
hoşuma gitmişti. | Open Subtitles | لقد احببت الأمر |
hoşuma gitmişti. | Open Subtitles | لقد احببت الأمر |
Ben de "Emredersiniz efendim" dedim. Bu hoşuma gitmişti. | Open Subtitles | "رديت عليه: "حاضر ياسيدي أحببت ذلك نوعاً ما |
Çok da hoşuma gitmişti açıkcası... | Open Subtitles | كما تعلمون، أنا، ًأنا أحببت ذلك كثيرا. |
Oysa büyük bir aktörün karısı olmak oldukça hoşuma gitmişti. | Open Subtitles | لكنّني أحببت كوني زوجة الممثّل العظيم |
Geçen ayki şu çıplak kızların gösterisi hoşuma gitmişti. | Open Subtitles | أحببتُ حقا عرض التعري ذاك الشهر الماضي |
Özür dilerim Bay Wilson. Ponpon şapkanız gerçekten hoşuma gitmişti. | Open Subtitles | آسف يا سيد (ويلسون) أحببتُ قبعتك |
ve bu benim çok hoşuma gitmişti. | Open Subtitles | و أحببت ذلك بشدة |
Benim hoşuma gitmişti. | Open Subtitles | لقد أحببت ذلك, لقد بدا عفوي |
Benim de çok hoşuma gitmişti. | Open Subtitles | ولقد أحببت ذلك ? |
Sıçtığımın roket bilimciliği hoşuma gitmişti. | Open Subtitles | لقد أحببت كوني عالمة صواريخ لعينة. |