Nakliyeciler ürünü İspanya'dan alıp Fransa'ya, ordan da kamyonlarla Hollanda'ya taşıyorlar. | Open Subtitles | الناقلين جلبوا المنتج عبر أسبانيا، خلال فرنسا , إلى هولندا بشاحنات. |
Ondan sonra, teorik immünolojide doktoramı yapmak için Hollanda'ya geldim. | TED | بعد ذلك , أتيت إلى هولندا و التي فيها أقوم بدراسة الدكتوراه في علم المناعة النظري. |
Bir avrupa gemisine kaçak binip Hollanda'ya gideceğim. | Open Subtitles | سوف أختبئ عل سفينة أوربية و أذهب إلى هولندا. |
Neden Hollanda'ya dönüp bizi rahat bırakmıyorsun? | Open Subtitles | كان عليك العوده الى هولندا وتركنا وشأننا |
En iyi atların ile, Hollanda'ya birkaç günde gitmeyi başarabiliriz. | Open Subtitles | مع أفضل أحصنتك سنصل الى هولندا خلال بضعه أيام |
Şimdi de acınası bakıslarınızı serinlemek için Hollanda'ya göç eden Afrika kaplumbağalarına çevirin. | Open Subtitles | وجهوا شفقتكم الآن إلى السلاحف الأفريقية رؤيتها تهاجر إلى اماكن ابرد في هولندا |
O Hollanda'ya gideceğini söyledi, ona neler olduğunu merak ediyorum. | Open Subtitles | لقد قال بأنه ذاهب إلى هولندا, لكن لا أدري ماذا حدث له. |
Müttefikler Hollanda'ya girmeden önce Berline ulaşmalı. | Open Subtitles | يجب أن تصل برلين قبل أن يصل الحلفاء إلى هولندا |
Papa senden Hollanda'ya ve Fransa'ya geri dönmeni ve hazırlıklara yardım etmeni bekliyor. | Open Subtitles | الاب المقداس يريد منك الذهاب إلى هولندا وفرنسا |
Papanın Hollanda'ya kendisi için gitmeni istediğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظن أن الاب المقدس يطلب منك الخروج إلى هولندا لمصالحه الخاصة؟ |
Eğer bu vatandaşlık testinde de başarısız olursam beni Hollanda'ya geri yollayacaklar ve bu çılgınca olur. | Open Subtitles | إذا فشلت في اختبار المواطنة هذا سأعود إلى هولندا والأشياء بدأت بالإلتواء |
Ve yarın sen ve adamların Hollanda'ya geçiyorsunuz. | Open Subtitles | وغداً، أنت ورجالك ستتوجهون إلى هولندا |
Başkan, Hollanda elçimiz olarak seni seçti. Fransa'daki bu devrim Hollanda'ya sıçramış durumda. | Open Subtitles | "الرئيس يعينك سفيرنا إلى "هولندا "الثورة التي في "فرنسا" امتدت إلى "هولندا |
13 milyonu dolara bozdurup Hollanda'ya göndermem gerekiyordu. | Open Subtitles | كان لزاماً عليّ تبديل 13 مليون "إلى دولارات كي تًشحن إلى "هولندا |
Sırt çantamı takıp Hollanda'ya gittiğim zamanları anlatmamı ister misin? | Open Subtitles | هل تريديني أن أخبرك بتلك المرة التي سافرت فيها بحقيبة الظهر إلى "هولندا"؟ |
Hoşuna gitmesi bir yana, hatunun dili çözüldü ve patronu olacak kuyumcunun Hollanda'ya göndereceği elmasları ofiste nerede muhafaza ettiğini falan ne varsa anlattı. | Open Subtitles | وليس هذا فقط , انها تحب ذلك , وتخبرنى .... كانت تفشى سر رئيسها الصائغ يتنقل الاحجار الكريمة بحرا الى هولندا |
Bebeğini al! Ve Hollanda'ya geri dön! | Open Subtitles | خذي طفلك و ارجعي الى هولندا |
Kökenleri Hollanda'ya dayanıyor. | Open Subtitles | هم يعودون الى هولندا |
Hollanda'ya geleli çok olmamıştı. Frank ile top oynardık. | Open Subtitles | لم نمكث في هولندا لفترة طويلة أنا وفرانك كنا نلعب كرة القدم بشكل جيد |
Bay Burt, Hollanda'ya hoşgeldiniz. | Open Subtitles | السّيد بورت، مرحباً في هولندا. |
Adamların onu Hollanda'ya kadar takip etti. | Open Subtitles | ثم قامت جماعتكِ باللحاق (به في (هولندا |