| Biliyor musun, ben küçükken Hollywood'daki herkesin bir atı olduğunu zannederdim. | Open Subtitles | اتعلم,عندما كنت طفلاً ظننت ان كل شخص في هوليوود لدي خيل |
| Ayrıca hayatımı bir araştırmacı ve aktivist olarak Hollywood'daki kapsam kriziyle savaşmaya adadım. | TED | وقد كرست حياتي كباحثة وناشطة لمحاربة أزمة التضمين في هوليوود. |
| Hollywood'daki ahmaklar bir dâhi aramıyordu. | Open Subtitles | الحمقى في هوليوود لم ينظروا أن هناك عباقرة |
| Hollywood'daki Geisha House Restoran'da saat 21:00 nasıl? | Open Subtitles | مارأيك بمطعم بيت الغيشا في هوليود الساعة 9: 00 ؟ |
| Hayır ama Hollywood'daki en çirkin 10 baldırla ilgili harika bir yazı var. | Open Subtitles | لا, ولكن هناك مقالة رائعة عن اسوأ عشر أرجل في هوليود |
| Bu yemek, Johhny Carson'un Hollywood'daki en sevdiği lokantada yapılıyor. | Open Subtitles | هذا الطبق يقدم فى... جوني كارسن" أفضل مطعم في هوليود" |
| Bunu kazanmam lazım. Hollywood'daki herkese para yedirdim. | Open Subtitles | يجب أن أربح هذه الجائزة لقد رشوت كل شخص في هوليوود |
| Um, dinleyin, biz bu gece Hollywood'daki çiftçiler marketine gideceğiz. | Open Subtitles | إسمعي ، سنذهب إلى سوق المزارعين في هوليوود الليلة |
| Hollywood'daki bazı aktörleri komünizm sempatizanları olarak duyurdu. | Open Subtitles | لقد ذكر أسماء بعض الممثلين المتعاطفين مع الشيوعية في هوليوود |
| Hollywood'daki en büyük paparazi şirketi. | Open Subtitles | وهذه أكبر وكالة لمصوري المشاهير في هوليوود |
| Belki El Oso'nun Hollywood'daki yeni uyuşturucu dağıtıcısı olmak istedi. | Open Subtitles | ربما أراد أن يكون خط إمداد الزعيم الجديد للمخدرات في هوليوود |
| Hollywood'daki Hollywood Tarih Müzesi'ne gidebilir ve Max Factor'ün makyaj yapacağı yıldızın cildine bağlı olarak farklı renklerde boyadığı özel odaları görebilirsiniz. | TED | يمكنك الذهاب إلى متحف تاريخ هوليوود في هوليوود وترى غرف ماكس فاكتور التي طلاها بألوان مختلفة معتمداً على التعقيد في النجم الذي كان ينوي أن يكونه |
| Hollywood'daki bütün büyük film saraylarını ziyaret ettiler. | Open Subtitles | لقد زاروا جميع قصور السينما العظيمة في "هوليوود"، |
| Hollywood'daki herkes bilir ki o bir parti hayvanıdır . | Open Subtitles | الجميع يعرفون أنه من كبار محبي الإحتفال في "هوليود". |
| - Bir dakika. Yani bu Hollywood'daki ilk işiniz miydi? | Open Subtitles | انتظر، تلك كانت وظيفتك الأول في (هوليود) |
| Her şeye rağmen, o akşamın ilerleyen saatlerinde Gob Hollywood'daki gençlere verilen Opie Ödülleri'ne Mark Cherry ile ilgilenildiğinden emin olmak için gösteriye çıkış zamanından daha erken geldi. | Open Subtitles | ومع ذلك، لاحقاً في تلك الأمسية جوب) وصل مبكراً إلى الأوبيز) حفل توزيع جوائز الذي يكرم الشبان في هوليود |
| Tanrım, sanki Hollywood'daki herkes burada gibi. | Open Subtitles | يا إلهي كل شخص في هوليود هنا |
| Hollywood'daki en güçlü erkek olduğun için mi? | Open Subtitles | لأنك أقوى رجل في (هوليود)؟ |
| Hollywood'daki insanlar koyun gibidir. | Open Subtitles | الناس في (هوليود) كالخراف |