Bütün gece Hoyt'un boğazımı kesmesini engellemek için uyanık kalıyorum. | Open Subtitles | فقط ابقى طول الليل مستيقظه اتآكـد ان ابعد هويت عن رقبتي |
Onu, Hoyt'un bizim tecridimizde olmasının Jane için daha güvenli olacağına ikna ettim. | Open Subtitles | اقنعناه ان بقاه هنا افضل لسلامة جيـن اذا انقلنا هويت إلى حجزنا |
Bak, şok tabancısı izi. Hoyt'un kurbanları gibi. | Open Subtitles | انظر، علامة بندقية التخدير هنا مثل ضحايا هويت |
Fark etmemiş olabilirsin ama Hoyt'un favori tipiyim... kadınım. | Open Subtitles | وفي حال انك لم تلاحظ ابدو وكأنني نوع النساء المفضل لدى هويت. |
Hoyt'un dediğine göre 150 kilometre içindeki bütün kızlarla yatmışsın. | Open Subtitles | أخبرني هويت بأنك نمت مع كل فتاة جميلة في محيط مئة ميل. |
Bu üzerindeki Peter Hoyt'un kanı mı? Evet sanırım. | Open Subtitles | أهذه دماء بيتر هويت عليك ؟ .. أجل , أعتقد |
Artı, Ajan Hoyt'un yüzlerce ölümden sorumlu asi lideri yakalaması Rusları çok heycanlandırdı. | Open Subtitles | بالإضافة لذلك, الروس مسرورين لأن العميل"هويت" القى القبض على الزعيم الثوار المتمردين المسؤول عن مقتل المئات |
Müdür Price seni bir daha asla Hoyt'un yanına yaklaştırmayacaktır. | Open Subtitles | لن يسمح لكِ الرئيس (برايس) أبداً (أن تذهبي إلى (هويت |
Çözülmemiş cinayetlerin Charles Hoyt'un işi olduğu ortaya çıkınca başladım. | Open Subtitles | بعدما قرأت عن القضايا المستعصية التيتبينأنهاعمل "هويت " |
- Charles Hoyt'un tercihi palmar kemikarasının ortasıydı. | Open Subtitles | -تشارلز هويت " فضل الذهاب " بالغرز بين العظام |
Tartışmaya neden olan bir konu da, devlet savcılarının şaşırtıcı yenilgisiyle cinayetten mahkûm Jaz Hoyt'un idam cezası iptal edilmesi. | Open Subtitles | و على مُلاحظةٍ أكثَر جدلاً في هزيمةٍ صاعِقَة لمُدعي الولاية تمَ قلبُ الحُكم بالإعدام على القاتِل المُدان (جاز هويت) |
Bana, yasanın gözünde Jaz Hoyt'un hayatının kardeşiminkinden daha değerli olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | تُخبرني إذاً أنَ حياة (جاز هويت) أمامَ القانون تستحقُ الحفاظَ عليها بينما حياة أخي لا؟ |
Hoyt'un gerçek annesini bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا مشغول في معرفَة مكان والدَة (هويت) الأصليَة |
Hoyt'un söylediğine göre bunu sadece sana anlatırmış. | Open Subtitles | حسناً، يقول (هويت) إنَ تلكَ هيَ الحقيقَة الوحيدَة التي سيبوح بِها لكَ فقَط |
Hayır. Jason içmiyor. Hoyt'un da annesi kilosuna dikkat etmesini söylemiş. | Open Subtitles | (كلا ، (جاسون) توقف عن الشرب و (هويت قال أن والدته أخبرته أن يهتم بوزنه |
Hoyt'un deyimiyle "Bingo. " Sen bir dahisin. | Open Subtitles | كما يقول (هويت) دائمًا" بينجو"، أنت عبقرية |
Hoyt'un izlemek için bir yol bulmasını ümit ede... | Open Subtitles | فلنتمنى أن يستطيع هويت تعقبها |
Hoyt'un kocasını öldürüşünü izledi. | Open Subtitles | رأت هويت يقتل زوجها |
Hoyt'un ilk kurbanı benim davamdı. | Open Subtitles | ضحية هويت الأولى كانت لي |
Hoyt'un işine benziyor. | Open Subtitles | انها تبدو مثل جارئم هويت |