Ernie ve John Hutten arasındaki yazışmaları kastediyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | أنتِ تُشيرين إلى المراسلات بين (إرني) و(جون هاتن)، أليس كذلك؟ |
Hutten'ın bu tarihlerde işte olup olmadığını teyit edebilir misiniz? | Open Subtitles | أيُمكنك التأكيد لو كان (هاتن) يعمل في هذه التواريخ؟ |
Eğer Hutten'ın Ernie ile olan bağlantısını kanıtlarsak Hutten'ın suçlu olduğunu da kanıtlarız. | Open Subtitles | إذن لو اثبتنا صلة (هاتن) بـ(إرني)، فإننا سنثبت ذنب (هاتن). |
Hutten geçen seneden beri banka soygunu çetesini devirmek için ekibim için çalışıyor. | Open Subtitles | (هوتين) كان يعمل لصالح فريقي على مدار العام الماضي. لنحبط عمليات السطو البنكية. |
Ayrıca Fransa CIA ofisindeki Ryan Hutten da biraz meraklanmıştı. | Open Subtitles | و (رايان هوتين ) من مكتب المخابرات الفرنسية أصبح فضوليا بعض الشئ |
FBI'dan geliyoruz bayan. John Hutten'u arıyoruz. | Open Subtitles | مكتب التحقيقات الفيدرالي، يا سيدتي، نبحث عن (جون هوتين). |
Hutten, Rusların yolladığı ıvır zıvırla mutluydu. | Open Subtitles | هوتون كان راضيا عن ذلك الهراء الذي أخبرته للروس |
Hutten ve Ernie Wright arasında bir bağ bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول إيجاد صلة بين (هاتن) و(إرني رايت). |
Katil Hutten olmadığından bankadan biri olmalıydı. Ama neden Nancy? | Open Subtitles | لمْ يكن (هاتن) القاتل، لذا لابدّ أنّه كان شخص آخر بالمصرف، لكن لمَ (نانسي)؟ |
Hutten'ın içerideki adamı bankada çalışıyordu ve görünüşe bakılırsa buradaki herkes bankadan. | Open Subtitles | حسناً، مُتواطئ (هاتن) يعمل بالمصرف، ويبدو أنّ... جميع من يعمل في المصرف موجود هنا. |
Hutten, Ernie'yi nereden tanıyordu ki? | Open Subtitles | هذا الوقت. كيف عرف (هاتن)، (إرني)؟ |
Hutten, dikkatli ve titiz bir profesyonel. | Open Subtitles | حسناً، (هاتن) مهنيّ دقيق مُحترف. |
Elimizde Hutten ile ilgili hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ليس لدينا أيّ شيءٍ ضدّ (هاتن ). |
John William Hutten. | Open Subtitles | (جون وليام هاتن). |
Bu Hutten. Bilek monitörü takıyor. | Open Subtitles | هذا (هوتين)، أنه يرتدي جهاز تعقب في كاحله |
Miller'ın ekibiyle konuştum Hutten'ın 14 saattir evden ayrılmadığını söyledi. | Open Subtitles | لقد قمت بفحص وحدة (ميلر) وقالو أن (هوتين) لم يغادر المنزل خلال 14 ساعة. |
Bir mahalle bakkalı Hutten'ı 20 dakika önce görmüş. | Open Subtitles | وشاهد أحد المستأجرين (هوتين) منذ عشرين دقيقة. |
Metresi geçen perşembe San Jose'deyken Hutten'ın ziyaret etiğini söyledi Ardiles'in öldüğü gün de. | Open Subtitles | اللغز هنا إنها قامت بزيارة (هوتين) يوم الأربعاء الماضي، قي سان خوسيه في نفس الليلة التي قتل فيها (أرديليس). |
Kontrol edildi. Hutten aradığımız kişi değil. | Open Subtitles | لقد أتضح الأمر، (هوتين) ليس ذلك الرجل الذي نبحث عنه. |
Ama Hutten banka soyguncusu. Katil değil. | Open Subtitles | ولكن (هوتين) لص بنوك وليس بقاتل. |
- Hutten'le ne işiniz var? | Open Subtitles | ماذا تفعل بحق الجحيم مع (هوتين)؟ |
Ryan Hutten. | Open Subtitles | رايان هوتون ؟ |