"iç çekiyor" - ترجمة من تركي إلى عربي

• تتنهد
• تنهيدات
• شهقات

Sınıfta durmadan iç çekiyor."
أنها متمردة و فضة و تتنهد كثيرا في الفصل

Ve iki de bir hiç sebep olmadan... kendisi ile çok mutlu, iç çekiyor.
وبين حين وآخر ومن دون سبب سوى أنها سعيدة بنفسها، تتنهد

(İç çekiyor) Onca yıl geçti ve ben sonunda tek üzgün jüri olmadığımı fark ettim.
(تتنهد) بعد كل هذه السنين، حتى أدركت أخيراً أني لم أكن المحلف الوحيد الذي شعر بالإحباط.

(İç çekiyor) İlerleyen yaşlarımda, Georgetown Üniversitesi'nde matematik ve cinsiyet araştırmaları okudum.
(تنهيدات) عندما انتقلت خلال حياتي، ذهبت لدراسة الرياضيات ودراسات المرأة في جورجتاون.

(İç çekiyor) Bu sabah burada bir fırtına vardı.
(تنهيدات) كانت هناك عاصفة رعدية هنا هذا الصباح.

(İç çekiyor) 1960'lar ve 1970'lerde, sözde yenilik, hafif sigaraydı.
(شهقات) في الستينيات والسبعينيات، كان هناك ابتكارٌ يُدعى السيجارة الخفيفة.

ve şimdiye kadarki en büyük sağlık korumasının da kanıtı.] Bu ürünün içicisinin bilmediği şey, doktorlarının bilmediği şey, devletin bilmediği şey şuydu, bu, amyant ile kaplı bir filtreydi -- (İç çekiyor) yani sigara içenler bu filtreli sigarayı içtiklerinde, kimyasalları hâlâ içlerine çektiklerinde ve kanser, akciğer ve kalp rahatsızlıklarıyla bağlantılı olduğunu bildiğimiz şeyi içtiklerinde aynı zamanda amyant lifleri içiyorlardı.
بالإضافة لإثبات أنها أكبر حماية صحية على الإطلاق.] الذي لا يعرفه المدخن لهذا المنتجً والذي لا يعرفه أطبائهم والذي لا تعرفه الحكومة، أن هذا المنقّي كان مُبطناً بمادة الأسبستوس... (شهقات) لذلك عندما يدخن المدخنون هذه السيجارة المفلترة ويستمرون في استنشاق الكيماويات والدخان التي نعرف أنها مرتبطة بالسرطان وأمراض الرئة وأمراض القلب، حيث أنهم كانوا يستنشقون ألياف الأسبستوس.

İç çekiyor, yani şey sesi çıkarıyor...
هي تتنهد و تصدر هذا الصوت

(İç çekiyor) "Eşyalarını topla. Gitmekte özgürsün.
(تتنهد) "اجمعي أغراضك، يمكنك المغادرة.

İç çekiyor.
إنها تتنهد.