| İç kanamayı, hemolitik anemiyi, karaciğer yetmezliğini açıklıyor. | Open Subtitles | يفسر النزيف الداخلي فقر الدم الانحلالي، تلف الكبد |
| Şu an için hayati tehlikesi yok ama iç kanamayı durdurmalıyız. | Open Subtitles | لقد تجاوز مرحلة الخطر لكن سيتوجّب علينا إيقاف النزيف الداخلي |
| İç kanamayı durdurmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | . إنهم يحاولون أن يوقفوا النزيف الداخلي |
| İç kanamayı durdurmaya çalışırken kalbi tutukluk yaptı. Bazen olur. | Open Subtitles | لقد عانت من سكته قلبيه اثناء محاوله ايقاف النزيف الداخلى ، انها تحدث احياناً |
| Yılan kadar iyi değil belki, ama iç kanamayı yavaşlatıp, bize zaman kazandıracaktır. | Open Subtitles | لكن يجب ان تبطئ من النزيف الداخلى ونكتسب بعض الوقت |
| İç kanamayı durdumanın tek yolu.. | Open Subtitles | أه , طريقه واحده لايقاف النزيف الداخلي |
| Bayan Griffin, üç kaburganız kırılmış ama iç kanamayı durdurmayı başardım. | Open Subtitles | حسنٌ، سيدة (جريفين)، عندكِ ثلاثة أضلاع مكسورة لكنني استطعتُ ايقاف النزيف الداخلي |
| - İç kanamayı durduramıyorum. | Open Subtitles | -لا استطيع ايقاف النزيف الداخلى |