Mide içeriğinde insan DNA'sına rastladım. | Open Subtitles | وَجدَ الدي إن أي البشري في محتويات المعدةَ. |
Onları ağız boşluğunda buldum, ama mide içeriğinde onlardan hiç yok. | Open Subtitles | وجدتها في التجويف الفموي لكن ليس في محتويات المعدة |
Derek Barlow'un mide içeriğinde kratom buldum. | Open Subtitles | لقد عثرت على القرطوم فى محتويات معدة ديريك بارلو |
Toprağın organik karbon içeriğinde... parçacık büyüklüğü ve hacim yoğunluğunda dağılım ve bozulma var. | Open Subtitles | ثمة تحلل في محتوى الكربون العضوي في التربة كذلك توزيع معين و كثافة كبيرة |
New Yorker dergisinin içeriğinde ... | TED | ومن خلال محتوى مجلة نيويوركير |
Şayet birisi yeterince merak edip zarfı açar da okursa, içeriğinde Max'ten Walter'a yazılmış ve yaklaşan bir toplantıyı bildiren zararsız bir mesaj görecek. | Open Subtitles | محتوى تلك الرسائل كان حميداً فيما إذا كان هنالك أحد فضولياً لدرجة قيامه بفتحها وقرائتها المحتوى عبارة عن رسالة بسيطة من "ماكس" إلى "والتر |
Mide içeriğinde kratom kalıntıları bulduk. | Open Subtitles | لقد عثرنا على اثار لكمية من عشب القرطوم فى محتويات معدتة |
Mide içeriğinde bunu buldum. | Open Subtitles | وجدت هذا في محتويات المعدة |
Daha çok içeriğinde. | Open Subtitles | -بل بعض محتويات كتاباتك |
Mide içeriğinde ölmeden bir saat önce alınmış bol miktarda kırmızı şarap eski stilton peyniri, havyar carpaccio bifteği ve elma baklavası var. | Open Subtitles | تظهر محتويات المعدة كمية كبيرة من النبيذ الأحمر، بالإضافة إلى الجبن "ستيلتون" معتق، الكافيار، جبن " ستيلتون " ( جبن انجليزي قوي المذاق وهو أبيض و به بقع زرقاء) كارباكسيو لحم، وبقلاوة التفاح، كارباكسيو هو اسم الدولي طبق الإيطالي النموذجي المصنوع من اللحم النيئ |